Giriş yap
En son konular
Arama
Kimler hatta?
Toplam 1 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 1 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 111 kişi C.tesi Tem. 29, 2017 7:00 am tarihinde online oldu.
Devrimci İşçi Hareketi
1 sayfadaki 1 sayfası
Devrimci İşçi Hareketi
Her koyunun kendi bacağından asılmasını istiyorlar
4 Şubat'taki genel grev, patronları rahatsız etti. Patronların sözcülerinden TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik grev öncesi işçileri tehdit eden şu açıklamayı yaptı: "Uyuşmazlık, belirli bir işletmeyle ilgili olmasına rağmen, bütün yasal ve akdi yükümlülüklerini yerine getiren tüm iş kolları, işyerleri, çalışanlar ve milli ekonomi zarar görecek... Taraf olmadıkları bir uyuşmazlığın ortaya çıkardığı hukuk dışı grev nedeniyle tüm işyerlerinin ve genel ekonominin zarar görmesi kabul edilemez."
Patronlar diyor ki, diğer işçiler "Taraf olmadıkları bir uyuşmazlığa" karışıyorlar. Hayır, tüm işçiler taraftır buna. Siz patronlar, her konuda hep birlikte kararlar almıyor musunuz? Birlikte hükümetin karşısına çıkmıyor musunuz? Siz birlik olacaksınız, ama işçiler olmayacak!!! Açık ki, patronları asıl korkutan, haftalardır soğuğa, kışa aldırmadan direnen TEKEL işçilerinin tek başına bırakılmamasıydı.
Onbinlerce işçi ve memur, TEKEL işçilerinin direnişine sahip çıkıyor, işbirlikçi tekellerin onları boğmasına izin vermeyeceğini haykırıyordu.
4 Şubat'taki genel grevden, "kaygı duyan" sadece TİSK değildi. Başbakan Tayyip Erdoğan da bu dayanışmadan rahatsızdı. "Tekelle ilgili olmayanlar da katılıyor." deyişi, TEKEL işçilerinin yalnız bırakılmamasından duyduğu rahatsızlığın ifadesiydi.
Onlar istiyor ki, herkes kendi derdine düşsün. Haftalardır direnen TEKEL işçileri tek başlarına kalsınlar. Böylece o direnişi kırmak, hakları için direnen işçileri köleliğe boyun eğdirmek daha kolay hale gelsin. İşçiler, memurlar ve bütün halk birlikte mücadele etmeyi öğrenmesin.
TİSK ve Tayyip Erdoğan aynı açıklamaları yapıyor. Aynı şeyleri istiyor. Aynı "hedeflere" saldırıyorlar. Onlar direnişin, hak alma mücadelesinin olmadığı bir ülke özlüyorlar. Tıpkı 12 Eylül yıllarındaki gibi...
Her koyununun kendi bacağından asılmasını istiyorlar. Ve işçiler koyun gibi olsun, herbiri boğazlanırken ötekiler sesini çıkarmasın istiyorlar.
TİSK ve Tayyip Erdoğan, emekçilerin direnme hakkını elinden almak ve dayanışmayı yoketmek istiyorlar. Bireyciliğe, kapitalizmin pespaye bencilliğine hitap ediyorlar. "Bana değmeyen, yılan bin yaşasın" düşüncesiyle yıllardır emekçileri bölüp, parçaladılar.
Halkın birlikte hareket etmesi, emekçilere yönelik saldırılarda, büyük mevzi çatışmalarında, halkın çeşitli kesimlerini temsil eden, işçi memur sendiklarının odaların birlikte hareket etmesinin önemi ortadadır. 4 Şubat genel grevi bu açıdan önemlidir.
4 Şubat eyleminde bir olumlu, bir olumsuz tavırla karşılaştık. Kuşkusuz bir bütün olarak 4 Şubat eyleminin örgütlenmesinin olumlu olduğu su götürmez bir gerçek olmakla birlikte olumsuzlukları görüp, ders çıkarmak, mücadeleyi ilerletecektir.
Olumlu yanı, kuşkusuz işçi ve memur sendikalarının genel grev kararı alarak, mücadeleyi birlikte omuzlamalarıdır. Her kesimin haklı talepleri için ayrı ayrı mücadele etmesi, mücadeleyi zayıflatan unsurlardan birisiydi. Oligarşinin saldırıları karşısında ortak mücadele, yeni mevzilerin kazanılmasını getirecek, mücadele daha güçlü bir biçimde sürecektir.
4 Şubat eyleminin olumsuz yanı ise, eyleme birlikte karar veren 6 işçi ve memur konfederasyonunun birlikte eylemi yürütmeleri gerekirken son anda MEMUR-SEN'in işçilere ve memurlara, TEKEL işçilerine ihanet ederek direnişe sırt çevirmeleriydi.
Bu durum, işçi ve memurların birliğini parçalayan, onları oligarşi karşısında tek başına bırakan, mahkum edilmesi gereken bir tavırdır.
Halkın birlikte hareket etmesi, emekçilere yönelik saldırılarda, büyük mevzi çatışmalarında, halkın çeşitli kesimlerini temsil eden, işçi memur sendiklarının odaların birlikte hareket etmesinin önemi ortadadır. 4 Şubat genel grevi bu açıdan önemlidir.
4 Şubat'taki genel grev, patronları rahatsız etti. Patronların sözcülerinden TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik grev öncesi işçileri tehdit eden şu açıklamayı yaptı: "Uyuşmazlık, belirli bir işletmeyle ilgili olmasına rağmen, bütün yasal ve akdi yükümlülüklerini yerine getiren tüm iş kolları, işyerleri, çalışanlar ve milli ekonomi zarar görecek... Taraf olmadıkları bir uyuşmazlığın ortaya çıkardığı hukuk dışı grev nedeniyle tüm işyerlerinin ve genel ekonominin zarar görmesi kabul edilemez."
Patronlar diyor ki, diğer işçiler "Taraf olmadıkları bir uyuşmazlığa" karışıyorlar. Hayır, tüm işçiler taraftır buna. Siz patronlar, her konuda hep birlikte kararlar almıyor musunuz? Birlikte hükümetin karşısına çıkmıyor musunuz? Siz birlik olacaksınız, ama işçiler olmayacak!!! Açık ki, patronları asıl korkutan, haftalardır soğuğa, kışa aldırmadan direnen TEKEL işçilerinin tek başına bırakılmamasıydı.
Onbinlerce işçi ve memur, TEKEL işçilerinin direnişine sahip çıkıyor, işbirlikçi tekellerin onları boğmasına izin vermeyeceğini haykırıyordu.
4 Şubat'taki genel grevden, "kaygı duyan" sadece TİSK değildi. Başbakan Tayyip Erdoğan da bu dayanışmadan rahatsızdı. "Tekelle ilgili olmayanlar da katılıyor." deyişi, TEKEL işçilerinin yalnız bırakılmamasından duyduğu rahatsızlığın ifadesiydi.
Onlar istiyor ki, herkes kendi derdine düşsün. Haftalardır direnen TEKEL işçileri tek başlarına kalsınlar. Böylece o direnişi kırmak, hakları için direnen işçileri köleliğe boyun eğdirmek daha kolay hale gelsin. İşçiler, memurlar ve bütün halk birlikte mücadele etmeyi öğrenmesin.
TİSK ve Tayyip Erdoğan aynı açıklamaları yapıyor. Aynı şeyleri istiyor. Aynı "hedeflere" saldırıyorlar. Onlar direnişin, hak alma mücadelesinin olmadığı bir ülke özlüyorlar. Tıpkı 12 Eylül yıllarındaki gibi...
Her koyununun kendi bacağından asılmasını istiyorlar. Ve işçiler koyun gibi olsun, herbiri boğazlanırken ötekiler sesini çıkarmasın istiyorlar.
TİSK ve Tayyip Erdoğan, emekçilerin direnme hakkını elinden almak ve dayanışmayı yoketmek istiyorlar. Bireyciliğe, kapitalizmin pespaye bencilliğine hitap ediyorlar. "Bana değmeyen, yılan bin yaşasın" düşüncesiyle yıllardır emekçileri bölüp, parçaladılar.
Halkın birlikte hareket etmesi, emekçilere yönelik saldırılarda, büyük mevzi çatışmalarında, halkın çeşitli kesimlerini temsil eden, işçi memur sendiklarının odaların birlikte hareket etmesinin önemi ortadadır. 4 Şubat genel grevi bu açıdan önemlidir.
4 Şubat eyleminde bir olumlu, bir olumsuz tavırla karşılaştık. Kuşkusuz bir bütün olarak 4 Şubat eyleminin örgütlenmesinin olumlu olduğu su götürmez bir gerçek olmakla birlikte olumsuzlukları görüp, ders çıkarmak, mücadeleyi ilerletecektir.
Olumlu yanı, kuşkusuz işçi ve memur sendikalarının genel grev kararı alarak, mücadeleyi birlikte omuzlamalarıdır. Her kesimin haklı talepleri için ayrı ayrı mücadele etmesi, mücadeleyi zayıflatan unsurlardan birisiydi. Oligarşinin saldırıları karşısında ortak mücadele, yeni mevzilerin kazanılmasını getirecek, mücadele daha güçlü bir biçimde sürecektir.
4 Şubat eyleminin olumsuz yanı ise, eyleme birlikte karar veren 6 işçi ve memur konfederasyonunun birlikte eylemi yürütmeleri gerekirken son anda MEMUR-SEN'in işçilere ve memurlara, TEKEL işçilerine ihanet ederek direnişe sırt çevirmeleriydi.
Bu durum, işçi ve memurların birliğini parçalayan, onları oligarşi karşısında tek başına bırakan, mahkum edilmesi gereken bir tavırdır.
Halkın birlikte hareket etmesi, emekçilere yönelik saldırılarda, büyük mevzi çatışmalarında, halkın çeşitli kesimlerini temsil eden, işçi memur sendiklarının odaların birlikte hareket etmesinin önemi ortadadır. 4 Şubat genel grevi bu açıdan önemlidir.
Misafir- Misafir
Similar topics
» Devrim İçin Devrimci Okul
» Devrim için Devrimci okul
» Devrim İçin Devrimci Okul/ Kolektivizim, ideolojik bir tercih,pratik bir zorunluluktur
» Devrim İçin Devrimci Okul
» Devrim İçin Devrimci Okul
» Devrim için Devrimci okul
» Devrim İçin Devrimci Okul/ Kolektivizim, ideolojik bir tercih,pratik bir zorunluluktur
» Devrim İçin Devrimci Okul
» Devrim İçin Devrimci Okul
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Çarş. Ekim 20, 2010 10:05 pm tarafından AMEDEUS
» .........
Perş. Ekim 14, 2010 3:56 pm tarafından AMEDEUS
» manzara
Çarş. Ekim 13, 2010 9:26 pm tarafından Deniz
» manzara fotoğrafları
Çarş. Ekim 13, 2010 9:18 pm tarafından Deniz
» Paydos/ C.Sıtkı Tarancı
Salı Ekim 05, 2010 2:49 pm tarafından AMEDEUS
» logo..........
C.tesi Ekim 02, 2010 11:45 pm tarafından ezgi
» ..................
C.tesi Ekim 02, 2010 2:09 pm tarafından DicLe
» Çile
Salı Eyl. 21, 2010 2:01 pm tarafından AMEDEUS
» Görmemişin bebeği olmuş...
Salı Eyl. 21, 2010 12:27 pm tarafından DicLe
» facebooktan video indirme
Salı Eyl. 21, 2010 10:08 am tarafından ezgi
» Taş atan çocuk
Ptsi Eyl. 20, 2010 5:00 pm tarafından DicLe
» BARIŞ
Ptsi Eyl. 20, 2010 4:27 pm tarafından DicLe
» BEKLENTİSİZ....
Ptsi Eyl. 20, 2010 4:24 pm tarafından DicLe
» UZAKTAN ...
Ptsi Eyl. 20, 2010 4:22 pm tarafından DicLe
» CAN YÜCEL'DEN MAL BEYANI
Perş. Eyl. 16, 2010 1:36 pm tarafından yoll
» ARKADAŞLIK
Ptsi Eyl. 13, 2010 11:20 am tarafından ezgi
» ARKADAŞLIK
Ptsi Eyl. 13, 2010 11:15 am tarafından ezgi
» ŞİİR
Ptsi Eyl. 13, 2010 11:08 am tarafından ezgi
» Kamuflaj
C.tesi Eyl. 11, 2010 5:32 pm tarafından AMEDEUS
» UZAK
Çarş. Eyl. 08, 2010 5:05 pm tarafından ezgi
» Yeşillik
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:59 pm tarafından ezgi
» Salam Gibi
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:57 pm tarafından ezgi
» Benlik_Oruç Aruoba
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:56 pm tarafından ezgi
» BİR AYRILIŞ HİKAYESİ
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:54 pm tarafından ezgi
» Pembe Deniz
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:51 pm tarafından ezgi
» HAYAT
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:48 pm tarafından ezgi
» Benim Yazdığım Sen
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:47 pm tarafından ezgi
» Seviyorum Seni
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:46 pm tarafından ezgi
» BERFİN
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:44 pm tarafından ezgi
» Bahar Gelmiş
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:43 pm tarafından ezgi