Giriş yap
En son konular
Arama
Kimler hatta?
Toplam 1 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 1 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 111 kişi C.tesi Tem. 29, 2017 7:00 am tarihinde online oldu.
Merhaba İki Gözüm.
DevrimEzgiLeri :: EDEBİYAT :: Şiirler
1 sayfadaki 1 sayfası
Merhaba İki Gözüm.
Bilirim ki aşkın bahçesinden bir gül koklayan şeyda bülbül olurmuş. Bilirim ki aşkın pınarından bir damla içen ömrünce sarhoş gezermiş. Bilirim ki kavuşmak olmasa sevdalılar ağlayı ağlayı kör olurmuş.
Biliyor musun iki gözüm; bugün ayın kaçı? Hangi mevsimdeyiz? Bahar mı kış mı sonbahar mı yaz mı; inan farkında değilim. Sıla ne yana düşer gurbet ne yanda? Nerdeyim nasılım? Bilmiyorum.
Derdim kederim ne ? Biliyor musun yanıtını?... Neşemi sevimcimi yaşama gücümü yitirdim. O coşkulu mutlu umutlu günlerimi ne de çok özlüyorum. Öylesine bir özlem ki bu; ne sen sor ne ben söyleyeyim. Sevdiklerim özlediklerim ve bana dost olanların her biri başka bir yerde; hiç birine kavuşamıyorum.
Dalları fırtınada kopmuş bir ağaç gibiyiz iki gözüm. Her dalımız bir sınır boyunda her yaprağımız bir ülkeye savrulmuş. Bir yanımız vizeli bir yanımız kaçak. Çocukluğumu ilk gençliğimi geçmişimi memleketimi velhasıl eskiye ait herşeyimi nasıl özlüyorum biliyor musun? Özümü özlüyorum özümü.....Kendim olabilmeyi sözümde durmak için verdiğim çabayı kendime dürüst olmak için kendimle olan mücadelemi özümle barışık yaşamayı özlüyorum. En iyi sen bilirsin bir huyumu terk etmek için sarf ettiğim gayreti. Doğaya insanlara hayvanlara çocuklara olan sevgimi tutkumu ve yüreğimdeki ateşi dimağımdaki tadı da en iyi sen bilirsin.
Zaman geçiyor hayat geçiyor ömrümde akşam çanları çalmaya başladı bile. İnsanın mutlulukları heyecanları hayatı yaşadıkları geride kalıyor iki gözüm. Bizim gibileri yıllar geçtikçe daha bir duygusallaşıyor. Toplumların gittikçe bencilleştiği duyarsızlaştığı dünyamızda olup bitenler beni hüzünlendiriyor. Acaba bu durumun bilincinde ve farkında olan çevremizde kaç insan var ? Binbir düşünce üşüşüyor beynime. Anılarla özlemlerle boğuşmak beni yıpratıyor. İç acısıyla dolu yaralı bin yerinden vurgun yemiş bir gönülle acılara karşı umarsız olmaya çalışıyorum ama olmuyor. Belki bir gün son bulacak ufuklarda solar hüznümüz. Hala bir şeyler bekleyerek bulutsu bir sise gömülüyor her şey.
Şimdi ise gülmek-ağlamak arası monoton bir hayatın girdabında kaldım. Üzerime ölü toprağı serpilmiş gibi. Silkinip çıkamıyorum. Gün ışığına suya hasret bitkiler gibi tatsız ve tuzsuzum. İşte şimdi böyle bir insan oldum iki gözüm. Gayesiz ve huysuz . Evden sokağa her çıkışımda penceremden dışarı her bakışımda karabasan gibi çöken sis ve karanlık dokunuyor bana. Oysa ışık umut umutsa hayat demektir. Ben mi o ışığı yitirdim yoksa o ışık mı beni; bilmiyorum.
Nedense hep geçmişe bir özlem duygusu büyüyor içimde... İşte böyle iki gözüm. Hangi gündeyiz? Bugün ayın kaçı? Hangi mevsimdeyiz ? Bilmiyorum. Bilsem de benim için artık hiç bir önemi yok..........
Uzun yıllar önce sevdamı yüreğime yükleyip geldiğim bu yabancı ülkede koynunda volkanları taşıyan bir dağ gibi sustum. Suskunluğumu delicesine haykırmak isterken içime ağuları akıttım ve öylece sustum. Kara bir diken gibi yuttum ve içime yığılıp öğlece kalakaldım. İçimdeki yangını yüreğimdeki yarayı gözlerimdeki damlayı sorma. Hasretlere dayayıp başımı hüzünle geçip giden günlere gecelere döndüm sırtımı iki gözüm. Yorgun yetim ve yaralı. Gönlümün duvarına kocaman bir sevda resmi çizdim bir de ateş yaktım ocağıma dağ gibi.Ki okyanuslar söndüremez.
İnsanlar var olalı beri kabullenmiş sevdayı. Herkes kendi sevdasının Mecnunu; kendi hasretinin delisi olmuş. Kendi hikayesini kendi sevdasını en büyük sanmış ve saymış; büyütmüş yüreğinde dağ dağ. Sabır sabır beyninin gergefine işlemiş. Benim sevdam da benim için dünyanın en büyük en kutsal sevdası....
Ben ki sevdanın çöllerinde ayrılıkların en büyük hasretini çektim Leyla #65533;mın. Ferhat oldum dağları deldim. Kerem oldum yaktım kendimi. Pir Sultan oldum asıldım Nesimi oldum yüzüldüm. Kavuşmak için gönlümü yollara düşürdüm. Horlandım ezildim hakaretlere işkencelere maruz kaldım.
Yüreğimdeki yangını gözlerimdeki hicranı sorma iki gözüm. Acılarımı kimsesizliğime yükleyip uzayıp giden yollara düştüm. Yorgun yetim ve yaralı. Aşık oldum yaktım kendimi. İçimde bin yangınla çıktım yola. Sevgilime şiirler yazmak şarkılar bestelemek türküler yakmak en büyük ibadetimdi. Kavuşmak ise en inanılmaz hayalim.
Bilirim ki aşkın bahçesinden bir gül koklayan şeyda bülbül olurmuş. Bilirim ki aşkın pınarından bir damla içen ömrünce sarhoş gezermiş. Bilirim ki kavuşmak olmasa sevdalılar ağlayı ağlayı kör olurmuş.
Aşk olmasa iki gözüm içimde biriktirdiğim bu yangın olmasa dolmasa iliklerime aşkın hasreti bu yangın yüreğimi sarmasa avuçlarımı yakmasa bu ateş akar mı damarlarımdaki kan! Bir gün kavuşmak hayali olmasa nasıl dayanılır bu yaşama bu kimsesizliğe bu gurbete bu hasrete iki gözüm nasıl?
Biliyor musun iki gözüm; bugün ayın kaçı? Hangi mevsimdeyiz? Bahar mı kış mı sonbahar mı yaz mı; inan farkında değilim. Sıla ne yana düşer gurbet ne yanda? Nerdeyim nasılım? Bilmiyorum.
Derdim kederim ne ? Biliyor musun yanıtını?... Neşemi sevimcimi yaşama gücümü yitirdim. O coşkulu mutlu umutlu günlerimi ne de çok özlüyorum. Öylesine bir özlem ki bu; ne sen sor ne ben söyleyeyim. Sevdiklerim özlediklerim ve bana dost olanların her biri başka bir yerde; hiç birine kavuşamıyorum.
Dalları fırtınada kopmuş bir ağaç gibiyiz iki gözüm. Her dalımız bir sınır boyunda her yaprağımız bir ülkeye savrulmuş. Bir yanımız vizeli bir yanımız kaçak. Çocukluğumu ilk gençliğimi geçmişimi memleketimi velhasıl eskiye ait herşeyimi nasıl özlüyorum biliyor musun? Özümü özlüyorum özümü.....Kendim olabilmeyi sözümde durmak için verdiğim çabayı kendime dürüst olmak için kendimle olan mücadelemi özümle barışık yaşamayı özlüyorum. En iyi sen bilirsin bir huyumu terk etmek için sarf ettiğim gayreti. Doğaya insanlara hayvanlara çocuklara olan sevgimi tutkumu ve yüreğimdeki ateşi dimağımdaki tadı da en iyi sen bilirsin.
Zaman geçiyor hayat geçiyor ömrümde akşam çanları çalmaya başladı bile. İnsanın mutlulukları heyecanları hayatı yaşadıkları geride kalıyor iki gözüm. Bizim gibileri yıllar geçtikçe daha bir duygusallaşıyor. Toplumların gittikçe bencilleştiği duyarsızlaştığı dünyamızda olup bitenler beni hüzünlendiriyor. Acaba bu durumun bilincinde ve farkında olan çevremizde kaç insan var ? Binbir düşünce üşüşüyor beynime. Anılarla özlemlerle boğuşmak beni yıpratıyor. İç acısıyla dolu yaralı bin yerinden vurgun yemiş bir gönülle acılara karşı umarsız olmaya çalışıyorum ama olmuyor. Belki bir gün son bulacak ufuklarda solar hüznümüz. Hala bir şeyler bekleyerek bulutsu bir sise gömülüyor her şey.
Şimdi ise gülmek-ağlamak arası monoton bir hayatın girdabında kaldım. Üzerime ölü toprağı serpilmiş gibi. Silkinip çıkamıyorum. Gün ışığına suya hasret bitkiler gibi tatsız ve tuzsuzum. İşte şimdi böyle bir insan oldum iki gözüm. Gayesiz ve huysuz . Evden sokağa her çıkışımda penceremden dışarı her bakışımda karabasan gibi çöken sis ve karanlık dokunuyor bana. Oysa ışık umut umutsa hayat demektir. Ben mi o ışığı yitirdim yoksa o ışık mı beni; bilmiyorum.
Nedense hep geçmişe bir özlem duygusu büyüyor içimde... İşte böyle iki gözüm. Hangi gündeyiz? Bugün ayın kaçı? Hangi mevsimdeyiz ? Bilmiyorum. Bilsem de benim için artık hiç bir önemi yok..........
Uzun yıllar önce sevdamı yüreğime yükleyip geldiğim bu yabancı ülkede koynunda volkanları taşıyan bir dağ gibi sustum. Suskunluğumu delicesine haykırmak isterken içime ağuları akıttım ve öylece sustum. Kara bir diken gibi yuttum ve içime yığılıp öğlece kalakaldım. İçimdeki yangını yüreğimdeki yarayı gözlerimdeki damlayı sorma. Hasretlere dayayıp başımı hüzünle geçip giden günlere gecelere döndüm sırtımı iki gözüm. Yorgun yetim ve yaralı. Gönlümün duvarına kocaman bir sevda resmi çizdim bir de ateş yaktım ocağıma dağ gibi.Ki okyanuslar söndüremez.
İnsanlar var olalı beri kabullenmiş sevdayı. Herkes kendi sevdasının Mecnunu; kendi hasretinin delisi olmuş. Kendi hikayesini kendi sevdasını en büyük sanmış ve saymış; büyütmüş yüreğinde dağ dağ. Sabır sabır beyninin gergefine işlemiş. Benim sevdam da benim için dünyanın en büyük en kutsal sevdası....
Ben ki sevdanın çöllerinde ayrılıkların en büyük hasretini çektim Leyla #65533;mın. Ferhat oldum dağları deldim. Kerem oldum yaktım kendimi. Pir Sultan oldum asıldım Nesimi oldum yüzüldüm. Kavuşmak için gönlümü yollara düşürdüm. Horlandım ezildim hakaretlere işkencelere maruz kaldım.
Yüreğimdeki yangını gözlerimdeki hicranı sorma iki gözüm. Acılarımı kimsesizliğime yükleyip uzayıp giden yollara düştüm. Yorgun yetim ve yaralı. Aşık oldum yaktım kendimi. İçimde bin yangınla çıktım yola. Sevgilime şiirler yazmak şarkılar bestelemek türküler yakmak en büyük ibadetimdi. Kavuşmak ise en inanılmaz hayalim.
Bilirim ki aşkın bahçesinden bir gül koklayan şeyda bülbül olurmuş. Bilirim ki aşkın pınarından bir damla içen ömrünce sarhoş gezermiş. Bilirim ki kavuşmak olmasa sevdalılar ağlayı ağlayı kör olurmuş.
Aşk olmasa iki gözüm içimde biriktirdiğim bu yangın olmasa dolmasa iliklerime aşkın hasreti bu yangın yüreğimi sarmasa avuçlarımı yakmasa bu ateş akar mı damarlarımdaki kan! Bir gün kavuşmak hayali olmasa nasıl dayanılır bu yaşama bu kimsesizliğe bu gurbete bu hasrete iki gözüm nasıl?
Xebat- yeni üye
- Mesaj Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 17/05/10
DevrimEzgiLeri :: EDEBİYAT :: Şiirler
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Çarş. Ekim 20, 2010 10:05 pm tarafından AMEDEUS
» .........
Perş. Ekim 14, 2010 3:56 pm tarafından AMEDEUS
» manzara
Çarş. Ekim 13, 2010 9:26 pm tarafından Deniz
» manzara fotoğrafları
Çarş. Ekim 13, 2010 9:18 pm tarafından Deniz
» Paydos/ C.Sıtkı Tarancı
Salı Ekim 05, 2010 2:49 pm tarafından AMEDEUS
» logo..........
C.tesi Ekim 02, 2010 11:45 pm tarafından ezgi
» ..................
C.tesi Ekim 02, 2010 2:09 pm tarafından DicLe
» Çile
Salı Eyl. 21, 2010 2:01 pm tarafından AMEDEUS
» Görmemişin bebeği olmuş...
Salı Eyl. 21, 2010 12:27 pm tarafından DicLe
» facebooktan video indirme
Salı Eyl. 21, 2010 10:08 am tarafından ezgi
» Taş atan çocuk
Ptsi Eyl. 20, 2010 5:00 pm tarafından DicLe
» BARIŞ
Ptsi Eyl. 20, 2010 4:27 pm tarafından DicLe
» BEKLENTİSİZ....
Ptsi Eyl. 20, 2010 4:24 pm tarafından DicLe
» UZAKTAN ...
Ptsi Eyl. 20, 2010 4:22 pm tarafından DicLe
» CAN YÜCEL'DEN MAL BEYANI
Perş. Eyl. 16, 2010 1:36 pm tarafından yoll
» ARKADAŞLIK
Ptsi Eyl. 13, 2010 11:20 am tarafından ezgi
» ARKADAŞLIK
Ptsi Eyl. 13, 2010 11:15 am tarafından ezgi
» ŞİİR
Ptsi Eyl. 13, 2010 11:08 am tarafından ezgi
» Kamuflaj
C.tesi Eyl. 11, 2010 5:32 pm tarafından AMEDEUS
» UZAK
Çarş. Eyl. 08, 2010 5:05 pm tarafından ezgi
» Yeşillik
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:59 pm tarafından ezgi
» Salam Gibi
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:57 pm tarafından ezgi
» Benlik_Oruç Aruoba
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:56 pm tarafından ezgi
» BİR AYRILIŞ HİKAYESİ
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:54 pm tarafından ezgi
» Pembe Deniz
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:51 pm tarafından ezgi
» HAYAT
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:48 pm tarafından ezgi
» Benim Yazdığım Sen
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:47 pm tarafından ezgi
» Seviyorum Seni
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:46 pm tarafından ezgi
» BERFİN
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:44 pm tarafından ezgi
» Bahar Gelmiş
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:43 pm tarafından ezgi