DevrimEzgiLeri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giriş yap

Şifremi unuttum

En son konular
» Laptop bu hale getirdi!
Cicero, Marcus Tulius EmptyÇarş. Ekim 20, 2010 10:05 pm tarafından AMEDEUS

» .........
Cicero, Marcus Tulius EmptyPerş. Ekim 14, 2010 3:56 pm tarafından AMEDEUS

» manzara
Cicero, Marcus Tulius EmptyÇarş. Ekim 13, 2010 9:26 pm tarafından Deniz

» manzara fotoğrafları
Cicero, Marcus Tulius EmptyÇarş. Ekim 13, 2010 9:18 pm tarafından Deniz

» Paydos/ C.Sıtkı Tarancı
Cicero, Marcus Tulius EmptySalı Ekim 05, 2010 2:49 pm tarafından AMEDEUS

» logo..........
Cicero, Marcus Tulius EmptyC.tesi Ekim 02, 2010 11:45 pm tarafından ezgi

» ..................
Cicero, Marcus Tulius EmptyC.tesi Ekim 02, 2010 2:09 pm tarafından DicLe

» Çile
Cicero, Marcus Tulius EmptySalı Eyl. 21, 2010 2:01 pm tarafından AMEDEUS

» Görmemişin bebeği olmuş...
Cicero, Marcus Tulius EmptySalı Eyl. 21, 2010 12:27 pm tarafından DicLe

» facebooktan video indirme
Cicero, Marcus Tulius EmptySalı Eyl. 21, 2010 10:08 am tarafından ezgi

» Taş atan çocuk
Cicero, Marcus Tulius EmptyPtsi Eyl. 20, 2010 5:00 pm tarafından DicLe

» BARIŞ
Cicero, Marcus Tulius EmptyPtsi Eyl. 20, 2010 4:27 pm tarafından DicLe

» BEKLENTİSİZ....
Cicero, Marcus Tulius EmptyPtsi Eyl. 20, 2010 4:24 pm tarafından DicLe

» UZAKTAN ...
Cicero, Marcus Tulius EmptyPtsi Eyl. 20, 2010 4:22 pm tarafından DicLe

» CAN YÜCEL'DEN MAL BEYANI
Cicero, Marcus Tulius EmptyPerş. Eyl. 16, 2010 1:36 pm tarafından yoll

» ARKADAŞLIK
Cicero, Marcus Tulius EmptyPtsi Eyl. 13, 2010 11:20 am tarafından ezgi

» ARKADAŞLIK
Cicero, Marcus Tulius EmptyPtsi Eyl. 13, 2010 11:15 am tarafından ezgi

» ŞİİR
Cicero, Marcus Tulius EmptyPtsi Eyl. 13, 2010 11:08 am tarafından ezgi

» Kamuflaj
Cicero, Marcus Tulius EmptyC.tesi Eyl. 11, 2010 5:32 pm tarafından AMEDEUS

» UZAK
Cicero, Marcus Tulius EmptyÇarş. Eyl. 08, 2010 5:05 pm tarafından ezgi

» Yeşillik
Cicero, Marcus Tulius EmptyÇarş. Eyl. 08, 2010 4:59 pm tarafından ezgi

» Salam Gibi
Cicero, Marcus Tulius EmptyÇarş. Eyl. 08, 2010 4:57 pm tarafından ezgi

» Benlik_Oruç Aruoba
Cicero, Marcus Tulius EmptyÇarş. Eyl. 08, 2010 4:56 pm tarafından ezgi

» BİR AYRILIŞ HİKAYESİ
Cicero, Marcus Tulius EmptyÇarş. Eyl. 08, 2010 4:54 pm tarafından ezgi

» Pembe Deniz
Cicero, Marcus Tulius EmptyÇarş. Eyl. 08, 2010 4:51 pm tarafından ezgi

» HAYAT
Cicero, Marcus Tulius EmptyÇarş. Eyl. 08, 2010 4:48 pm tarafından ezgi

» Benim Yazdığım Sen
Cicero, Marcus Tulius EmptyÇarş. Eyl. 08, 2010 4:47 pm tarafından ezgi

» Seviyorum Seni
Cicero, Marcus Tulius EmptyÇarş. Eyl. 08, 2010 4:46 pm tarafından ezgi

» BERFİN
Cicero, Marcus Tulius EmptyÇarş. Eyl. 08, 2010 4:44 pm tarafından ezgi

» Bahar Gelmiş
Cicero, Marcus Tulius EmptyÇarş. Eyl. 08, 2010 4:43 pm tarafından ezgi

Anket
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En iyi yollayıcılar
DicLe
Cicero, Marcus Tulius Vote_lcapCicero, Marcus Tulius Voting_barCicero, Marcus Tulius Vote_rcap 
AMEDEUS
Cicero, Marcus Tulius Vote_lcapCicero, Marcus Tulius Voting_barCicero, Marcus Tulius Vote_rcap 
yoll
Cicero, Marcus Tulius Vote_lcapCicero, Marcus Tulius Voting_barCicero, Marcus Tulius Vote_rcap 
Deniz
Cicero, Marcus Tulius Vote_lcapCicero, Marcus Tulius Voting_barCicero, Marcus Tulius Vote_rcap 
yelken
Cicero, Marcus Tulius Vote_lcapCicero, Marcus Tulius Voting_barCicero, Marcus Tulius Vote_rcap 
ezgi
Cicero, Marcus Tulius Vote_lcapCicero, Marcus Tulius Voting_barCicero, Marcus Tulius Vote_rcap 
NezBe
Cicero, Marcus Tulius Vote_lcapCicero, Marcus Tulius Voting_barCicero, Marcus Tulius Vote_rcap 
Devrim
Cicero, Marcus Tulius Vote_lcapCicero, Marcus Tulius Voting_barCicero, Marcus Tulius Vote_rcap 
mad men
Cicero, Marcus Tulius Vote_lcapCicero, Marcus Tulius Voting_barCicero, Marcus Tulius Vote_rcap 
Surgun
Cicero, Marcus Tulius Vote_lcapCicero, Marcus Tulius Voting_barCicero, Marcus Tulius Vote_rcap 

Kimler hatta?
Toplam 1 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 1 Misafir

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 111 kişi C.tesi Tem. 29, 2017 7:00 am tarihinde online oldu.

Cicero, Marcus Tulius

Aşağa gitmek

Cicero, Marcus Tulius Empty Cicero, Marcus Tulius

Mesaj  Misafir Paz Ocak 10, 2010 1:20 am

M.Ö. 106-43 yılları arasında yaşamış olan Romalı devlet adamı, bilgin, hatip ve yazar. Felsefe öğrenimini, Epikürosçu Phaedros, Stoacı Diodotos ve Akademi'ye bağlı Philon'dan almış olan Cicero'nun önemi, Yunan düşüncesini daha sonraki kuşaklara aktarmasından oluşur. Bilgi teorisi açısından, kesinliğe bağlanmak yerine olasılıkların yolunu izlemeyi yeğleyen, buna karşın ahlak alanında, dogmatik bir tavır sergileyip, Stoacılara ve bu arada Sokrates'e yönelen Cicero, Latincenin felsefe dili olarak gelişmesine katkı yapmış ve bu arada, dinsel görüşleri açısından daima agnostik kalmıştır. Kuşkuculuğu çürütemeyen, fakat kuşkuculuğun ahlak için yarattığı tehlikenin bilincine varan Cicero, kuşkuculuğa karşı, doğrudan ve kesin olan ahlak bilincinin kurumlarına sığınmış ve temel ahlaki kavram ve ilkelerin doğuştan olduğunu öne sürmüştür. O, aynı çerçeve içinde, erdemin mutluluk için fazlasıyla yeterli olduğunu, kurgusal ya da entelektüel değil de, pratik erdemin daha büyük bir değer taşıdığını belirtmiştir.

Misafir
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Cicero, Marcus Tulius Empty Bergson, Henri

Mesaj  Misafir Paz Ocak 10, 2010 1:21 am

1859-1941 yılları arasında yaşamış olan çağdaş düşünür. Temel İlkeler: Temel eserleri arasında Essais sur les Donnees immediates de la Conscience (Bilincin Dolayımsız Verileri Üzerine Denemeler), Matiere et Memoire (Madde ve Bellek), Les Deux Sources de la Morale et de la Religion (Ahlak ve Dinin İki Kaynağı) ve L'Evolution creatrice (Yaratıcı Evrim) gibi kitaplar bulunan Bergson, Almanya'da doğup gelişmiş olan idealist yaşama felsefesinin Fransa'daki temsilcisi olarak tanınır. Aynı zamanda, süreç felsefesi adı verilen felsefe türünün de en önemli temsilcilerinden olan Bergson, pozitivizmin ya da oldukça dar bir çerçeve içinde kalan bilimsel yorumların iddialarına şiddetle karşı çıkarken, insani ve tinsel değerlerin önemini vurgulamıştır. O, işte bu çerçeve içinde, 20. Yüzyılda gelişen akla karşı başkaldırının önemli öncülerinden biri olmak durumundadır. Başka bir deyişle, ondokuzuncu yüzyılda ortaya çıkan maddecilik dirimselcilik karşıtlığından yoğun bir biçimde etkilenen Bergson, bilimin bulgularını özü itibariyle bilimsel olmayan bir gerçeklik anlayışına ulaşmak için kullanmıştır. Metafiziği, dinamizm ve sürekliliğin önemini vurguladığı, aklın gerçekliğin yapısını bilmeye yetili olmadığını dile getirdiği için, Bergson Romantik gelenek içinde yer alır. Başka bir deyişle, diskürsif düşüncenin ve dolayısıyla, tüm determinizmi ve mekanizmiyle bilimin kapsamı ve açıklama alanının oldukça dar olduğuna dikkat çekmiş ve yaşam fenomeni, bilinç ve özgürlüğün sadece ve sadece dolayımsız sezgi ile anlaşılabileceğini öne sürdüğü için, Bergson aynı zamanda yaşam felsefesinin 20. Yüzyıldaki en önemli temsilcisi sayılabilir. Metafiziği: Gerçekliğin sezgi yoluyla bilinebileceğini savunduğu için ondokuzuncu yüzyıl Alman düşünürü Schopenhauer'a çok yaklaşan Bergson, bununla birlikte, bir ilerleme öğretisi olarak evrim teorisini çok ciddiye alıp metafiziğine temel yaptığı için, onun kötümserliğini paylaşmaz. İlk araştırmalarını zihin ve beden arasındaki ilişki konusuna ayıran filozof, zamanının bu konudaki gözde öğretisi olan psiko-fizyolojik paralelizme, yani her psikolojik olguya onu belirleyen fizyolojik bir olgunun karşıtlık geldiğini dile getiren öğretiye şiddetle karşı çıkmıştır. Bergson, bu bağlamda belleğin, ve dolayısıyla zihin ya da ruhun bedenden bağımsız olduğunu ve amaçlarını gerçekleştirebilmek için bedeni kullandığını öne sürmüştür. Yaşam düşüncesini incelerken, evrimin gerçekliğini kabul eden, onu kesin olarak belgelenmiş ya da kanıtlanmış bir teori diye gören Bergson, evrimin mekanist bir tarzda gelişmeyip yaratıcı olduğunu iddia etmiştir. O, bu gelişme sürecinde, biri içgüdü, diğeri de zeka yoluyla gelişen iki çizgi bulunduğunu söylemiş ve bunlardan her ikisinin de, evrenin her yerinde iş başında olan yaşam atılımının eseri olduğunu savunmuştur. Bilgi Görüşleri: Bilgi görüşünde, rasyonel düşünceye güvenmeyen, kuru bir akılcılık ve bilimciliğe karşı çıkıp, bunun yerine sezgiyi temel alan Bergson, bilincin her zaman bir şeyin bilinci olduğunu, bizim doğrudan ve aracısız olarak yalnızca kendi tecrübemizi bilebileceğimizi ve dolayısıyla en iyi ve en yetkin bir biçimde kendi bilinç akışımızı ve süreyi idrak edeceğimizi belirtmiştir. Bu ise, kavramsallaştırılabilen bir bilgi değildir; yani, bu, akıl ve analiz yoluyla değil de, ancak yaşanarak, ve sezgi yoluyla bilinebilir. Başka bir deyişle, Bergson felsefesinde öncelikle, kavramsal bilgiye şiddetli bir eleştiri yöneltmiştir. Kavramların sürekli ve dinamik bir gerçekliği, onu statik hale getirmek ve bölmek suretiyle çarpıttığını öne süren Bergson, 'biricik' olan gerçeklikle ilgili hakikatlerin kavramsal yolla söze dökülemez, ifade edilemez olduğunu söylerken, bir yandan da bizi gerçekliğin özüne götürecek bilgi türü olarak sezgiden söz etmiştir. Bilimi reddetmeyen, fakat bilimsel bilginin en önemli bilgi türü olarak görülmesine karşı çıkan Bergson'a göre, gerçekliğe nüfuz eden, nesnelerle doğrudan ve aracısız bir temas kuran başka bir bilgi türü daha vardır. Bu bilgi dile getirilemez, söze dökülemez. Bu bilgiye, en azından bilimsel bilgi kadar önem ve değer verilmesi gerektiğini öne süren Bergson, analiz adını verdiği bilimsel, rasyonel bilginin karşısına, sözcüklerle dile getirilemez olan sezgiyi geçirmiştir. Bergson'a göre, sezgi bize, gerçekliğin şemasını değil de, bizzat kendisini bilme olanağı verir. Şu halde, Bergson bir şeyi bilmenin iki yolunu birbirinden ayırır. Bu yollardan birincisi bizi bilinecek nesnenin çevresinde hareket ettirir, oysa ikincisi nesneye nüfuz etmemizi sağlar. Birincisinden elde edilen bilgi, nesneyi gözlemlediğimiz bakış açısına bağlıdır; dolayısıyla, bu bilgi göreli bir bilgidir. Buna karşın, ikincisinde nesneyle doğrudan bir temas içinde olur ve herhangi bir bakış açısının sınırlamalarından kurtuluruz. Burada nesneyi gerçekte olduğu şekliyle kavrarız. Bunlardan birincisi analiz, ikincisi sezgidir. Sezginin bize gösterdiği gerçeklik nedir? Bergson bu konuda aradığı ipucunu kişinin kendi doğasına ilişkin sezgide bulur. Ona göre, kendi içimize dönüp baktığımızda tecrübe ettiğimiz şey, değişen haller veya özellikleri değişen şeyler değil de, değişmenin bizzat kendisi, süre ve yaşamdır. Sezgi yoluyla bilinen benden hareket eden Bergson, burada kalmayıp daha sonra dünyanın aynı süreden meydana geldiğini iddia etmiştir. Başka bir deyişle, gerçekliğin bilimin varsaydığı gibi, madde olmadığını göstermeye çalışan, doğanın, bilimin söylediği gibi, yalnızca mekan içindeki maddi cisimlerden oluşmadığını savunan Bergson, insanların mekanla düşünmeye çalıştıkları için, maddeciliğe eğilimli olduklarını iddia etmiştir. Oysa, zaman mekandan daha temel olup, bütün gerçekliğin özü zamandır, süredir. Anlamamız gereken şeyin, zamanın bir birikim, bir büyüyüp gelişme, bir süre olduğunu belirten Bergson, bir adım daha ileri giderek, sürenin yalnızca akıp giden bir şey olmakla kalmayıp, yaratıcı olduğunu savunur. Başka bir deyişle, süre görünüşün gerisindeki gerçeklik, bilimlerin araştırdığı gözle görülür empirik dönüşümlerin gerisindeki esas nedendir. Buna göre, türlerin evrim geçirdiği hipotezini doğrulanabilen deneysel bir hipotez olarak benimseyen Bergson, buradan bütün bu evrimsel gelişmenin gerisindeki esas gücün, temel nedenin süre olduğu metafiziksel tezine geçmiştir. Bergson'a göre, gerçekten varolan şey madde, cansız varlık değildir; gerçeklik süredir ve bunu yalnızca sezgi kavrayabilir. Zaman bir birikimdir. Gelecek hiçbir zaman geçmişin aynı olamaz, zira her adımda yeni bir birikim ortaya çıkar. O bilinçli bir varlık için var olmanın değişmek olduğunu kabul eder, zira değişmek demek olgunlaşmak demektir; olgunlaşmak ise, sonsuzca kendi kendini yaratmak demektir. Bu, yalnızca bilinçli insan varlığı için değil, fakat bütün gerçeklik için böyledir. Bergson gelişmeyi, ancak süre olarak anladığımız takdirde açıklığa kavuşabileceğimizi savunur. Ona göre, insan işte bu yaşamda maddeyi yener, mekanın sınırlarının üstüne çıkar ve içinde salt süreyi yaşar. İnsan kendisini bütün benliğiyle bir işe verdiği zaman da aynı şeyi duyar. Geçmiş, sürekli olarak bugüne ve geleceğe doğru akar. İşte, bu biricik gerçeklik olarak süredir. Bergson'a göre, süreyi yaşayabilmemizin koşulu bellektir. Bellek zaman aralıklarını yener, geçmiş, şimdi olarak yaşanır. Süreyi bütünlüğü içinde yakalayıveren ise sezgidir.

Misafir
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz