Giriş yap
En son konular
Arama
Kimler hatta?
Toplam 1 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 1 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 111 kişi C.tesi Tem. 29, 2017 7:00 am tarihinde online oldu.
Öğretmenler İş, Öğrenciler Öğretmen İstiyor
1 sayfadaki 1 sayfası
Öğretmenler İş, Öğrenciler Öğretmen İstiyor
Bıçak kemiğe dayandığında, boğazına sarılan sömürücü eller nefesini kestiğinde, artık gerçekten sıkacak kemer kalmadığında "yeter" der halk. Düzenin kokuşmuşluğundan midesi bulandığında, başını sokacak tek göz odayı, boğazına girecek bir lokma ekmeği ya da kıdem tazminatını çok gördüğünde egemenler, "tamam" der halk "artık yeter" !..
Düzene muhalefetin arttığı; eylemlerin, protestoların çoğaldığı bir dönemden geçiyoruz. Bir yandan bizlerin Büyük Direniş sürecinde evi haline gelen o "elin altı" nda, Abdi İpekçi'de başlayan Tekel işçilerinin direnişi sürerken bir yandan minibüsçüsünden öğretmenine, hakları gaspedilen kesimler seslerini yükseltiyor.
Aynı "elin altı" nda, yine Abdi İpekçi'de 31 Ocak günü ataması yapılmayan öğretmenlerin eylemi vardı. Eyleme yüzlerce diplomalı işsiz öğretmen, gençlik örgütleri, demokratik kitle örgütleri katıldı. Öğretmenler, bu kadar öğretmen açığı varken; hatta bu açığın sözleşmeli eleman alımıyla kapatılmaya çalışıldığı söylenirken neden atanamadıklarını, yılda iki dönem yapılan atamaların neden tek döneme indiğini sordular hükümete.
Gerçekten de işsiz öğretmenlerin sorunu gözardı edilebilecek türden bir sorun olmaktan çıkmıştır artık. Ülkemizde atama bekleyen öğretmen sayısının 400 bin olduğu söyleniyor. Öğretmen açıklarının da yüz binlerle ifade edildiği ülkemizde bu kadar işsiz öğretmenin olması tek sorun da değil ne yazık ki. Dört yıl boyunca okuyup, mezun olmalarına rağmen öğretmenlerin bir de KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı)' ye girmeleri gerekiyor. Düzen kendi verdiği eğitime yeterince güvenemiyor olacak ki bir de sınava sokuyor. Sınavın içeriğinin dört yıl boyunca alınan eğitime uygun olmaması ya da sınavı da yüksek notlarla geçen öğretmen adaylarının yine de atanamaması da cabası. Üstüne üstlük atama döneminin de bire indirilmesi öğretmen adaylarının umudunu iyice azaltıyor. Düzen her konuda olduğu gibi bu konuda da öğretmen adayları arasındaki rekabeti körükleyerek onların haklı öfkesinin muhatabı olmaktan kurtulmak istiyor.
Öğretmen adayları böylesi sorunlarla uğraşmak zorunda bırakılırken; öğrenciler ise öğretmensiz kalıyorlar. Öğretmen ve sınıf yokluğundan birleşik sınıflarda "eğitim" görmek zorunda kalan, hatta kimi zaman o sınıflara dahi gidemeyen, okumak için kilometrelerce yol giden öğrenciler var. Üstelik sayıları hiç de az değil. Bir çok okulda öğretmen yokluğundan seçmeli dersler hiç yapılamamakta, branşıyla hiç alakası olmayan öğretmenler birkaç derse girmek zorunda kalmakta. Bunların bir kısmı sözleşmeli olduğundan "ne zaman işimi kaybederim" korkusuyla yaşamını sürdürürken, bir kısmı da belki bu korkuyla değil ama "üç kuruş maaşla bu ayı nasıl çıkarırım" kaygılarıyla ayakta kalmaya çalışmaktadır.
Hal böyle olunca bir tarafta çalışma ve insanca yaşama hakkı elinden alınmış yüz binlerce öğretmen adayı; bir tarafta okuma, eğitim görme hakkı elinden alınan milyonlara halk çocuğu!..
Madem halkın bütün kesimlerinin haklarını elinden alan bir durum yaşanıyor, neden bu sorun çözülmüyor? Çünkü IMF öyle istiyor! Çünkü IMF diyor ki; "ekonomik hedeflerimiz için memur alımını azaltacaksınız?". Şimdiye kadar ki hükümetlerin en işbirlikçisi olan hükümet de "siz böyle istiyorsanız, tamam" diyor. Emperyalizmin işbirlikçiliği, uşaklık bu kadar kolay işte!..
Milyonlarca insan açmış, eğitimsiz ve okulsuzmuş!.. Emperyalizmin uşakları bunu niye düşünsün. Sadece AKP hükümeti değil, hiçbir hükümet halk için iktidar olmadığına göre hepsinin aklında emperyalizme, işbirlikçi tekellere yaranmak olduğuna göre neden düşünsünler halkın yaşadığı sorunları?..
Düzen eğitim sistemini; düzene uygun kafalar yetiştirmek, tekellerin ihtiyaçları ve düzeninin sürekliliğini sağlamak esasına uygun olarak düzenlemiştir. Yaşanan tüm sorunlar, gelmiş geçmiş hükümetlerin halk düşmanı politikalarının sonucudur. Ve bu sorun elbette ki ülkemizdeki demokrasi, bağımsızlık, sosyalizm mücadelesinden ayrı bir sorun değildir.
Öğretmenler ve öğrenciler bu gerçeğin bilincinde olmalıdır. Biz öğrencilere düşen görev işsiz öğretmenlerin bu haklı mücadelesine destek vermek; bu adaletsiz sisteme karşı mücadeleyi büyütmektir. Artık düzen öyle bir açmaz yaşamaktadır ki egemenler "boş verin, siz kendinize bakın, okuyun, alın diplomanızı" bile diyememektedir.
Eskiden halkın tepkisini, onları bireysel kurtuluşa yönelterek, bireysel çözüm yolları göstererek gidermek isteyen egemenler artık bunu bile yapamamaktadır. Düzen deyim yerindeyse tel tel dökülmektedir. Bu da onların öve öve göğe çıkardığı bireysel kurtuluş teorilerinin, bencilliklerinin iflasının göstergesidir.
Bizim örgütlü mücadelede ısrarlı oluşumuzun haklılığı gözler önündedir. Aslolan bu haksızlıklara, adaletsizliklere karşı birlik olup sesimizi yükseltmektir. Düzenin asıl korkusu da budur...
Düzene muhalefetin arttığı; eylemlerin, protestoların çoğaldığı bir dönemden geçiyoruz. Bir yandan bizlerin Büyük Direniş sürecinde evi haline gelen o "elin altı" nda, Abdi İpekçi'de başlayan Tekel işçilerinin direnişi sürerken bir yandan minibüsçüsünden öğretmenine, hakları gaspedilen kesimler seslerini yükseltiyor.
Aynı "elin altı" nda, yine Abdi İpekçi'de 31 Ocak günü ataması yapılmayan öğretmenlerin eylemi vardı. Eyleme yüzlerce diplomalı işsiz öğretmen, gençlik örgütleri, demokratik kitle örgütleri katıldı. Öğretmenler, bu kadar öğretmen açığı varken; hatta bu açığın sözleşmeli eleman alımıyla kapatılmaya çalışıldığı söylenirken neden atanamadıklarını, yılda iki dönem yapılan atamaların neden tek döneme indiğini sordular hükümete.
Gerçekten de işsiz öğretmenlerin sorunu gözardı edilebilecek türden bir sorun olmaktan çıkmıştır artık. Ülkemizde atama bekleyen öğretmen sayısının 400 bin olduğu söyleniyor. Öğretmen açıklarının da yüz binlerle ifade edildiği ülkemizde bu kadar işsiz öğretmenin olması tek sorun da değil ne yazık ki. Dört yıl boyunca okuyup, mezun olmalarına rağmen öğretmenlerin bir de KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı)' ye girmeleri gerekiyor. Düzen kendi verdiği eğitime yeterince güvenemiyor olacak ki bir de sınava sokuyor. Sınavın içeriğinin dört yıl boyunca alınan eğitime uygun olmaması ya da sınavı da yüksek notlarla geçen öğretmen adaylarının yine de atanamaması da cabası. Üstüne üstlük atama döneminin de bire indirilmesi öğretmen adaylarının umudunu iyice azaltıyor. Düzen her konuda olduğu gibi bu konuda da öğretmen adayları arasındaki rekabeti körükleyerek onların haklı öfkesinin muhatabı olmaktan kurtulmak istiyor.
Öğretmen adayları böylesi sorunlarla uğraşmak zorunda bırakılırken; öğrenciler ise öğretmensiz kalıyorlar. Öğretmen ve sınıf yokluğundan birleşik sınıflarda "eğitim" görmek zorunda kalan, hatta kimi zaman o sınıflara dahi gidemeyen, okumak için kilometrelerce yol giden öğrenciler var. Üstelik sayıları hiç de az değil. Bir çok okulda öğretmen yokluğundan seçmeli dersler hiç yapılamamakta, branşıyla hiç alakası olmayan öğretmenler birkaç derse girmek zorunda kalmakta. Bunların bir kısmı sözleşmeli olduğundan "ne zaman işimi kaybederim" korkusuyla yaşamını sürdürürken, bir kısmı da belki bu korkuyla değil ama "üç kuruş maaşla bu ayı nasıl çıkarırım" kaygılarıyla ayakta kalmaya çalışmaktadır.
Hal böyle olunca bir tarafta çalışma ve insanca yaşama hakkı elinden alınmış yüz binlerce öğretmen adayı; bir tarafta okuma, eğitim görme hakkı elinden alınan milyonlara halk çocuğu!..
Madem halkın bütün kesimlerinin haklarını elinden alan bir durum yaşanıyor, neden bu sorun çözülmüyor? Çünkü IMF öyle istiyor! Çünkü IMF diyor ki; "ekonomik hedeflerimiz için memur alımını azaltacaksınız?". Şimdiye kadar ki hükümetlerin en işbirlikçisi olan hükümet de "siz böyle istiyorsanız, tamam" diyor. Emperyalizmin işbirlikçiliği, uşaklık bu kadar kolay işte!..
Milyonlarca insan açmış, eğitimsiz ve okulsuzmuş!.. Emperyalizmin uşakları bunu niye düşünsün. Sadece AKP hükümeti değil, hiçbir hükümet halk için iktidar olmadığına göre hepsinin aklında emperyalizme, işbirlikçi tekellere yaranmak olduğuna göre neden düşünsünler halkın yaşadığı sorunları?..
Düzen eğitim sistemini; düzene uygun kafalar yetiştirmek, tekellerin ihtiyaçları ve düzeninin sürekliliğini sağlamak esasına uygun olarak düzenlemiştir. Yaşanan tüm sorunlar, gelmiş geçmiş hükümetlerin halk düşmanı politikalarının sonucudur. Ve bu sorun elbette ki ülkemizdeki demokrasi, bağımsızlık, sosyalizm mücadelesinden ayrı bir sorun değildir.
Öğretmenler ve öğrenciler bu gerçeğin bilincinde olmalıdır. Biz öğrencilere düşen görev işsiz öğretmenlerin bu haklı mücadelesine destek vermek; bu adaletsiz sisteme karşı mücadeleyi büyütmektir. Artık düzen öyle bir açmaz yaşamaktadır ki egemenler "boş verin, siz kendinize bakın, okuyun, alın diplomanızı" bile diyememektedir.
Eskiden halkın tepkisini, onları bireysel kurtuluşa yönelterek, bireysel çözüm yolları göstererek gidermek isteyen egemenler artık bunu bile yapamamaktadır. Düzen deyim yerindeyse tel tel dökülmektedir. Bu da onların öve öve göğe çıkardığı bireysel kurtuluş teorilerinin, bencilliklerinin iflasının göstergesidir.
Bizim örgütlü mücadelede ısrarlı oluşumuzun haklılığı gözler önündedir. Aslolan bu haksızlıklara, adaletsizliklere karşı birlik olup sesimizi yükseltmektir. Düzenin asıl korkusu da budur...
Misafir- Misafir
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Çarş. Ekim 20, 2010 10:05 pm tarafından AMEDEUS
» .........
Perş. Ekim 14, 2010 3:56 pm tarafından AMEDEUS
» manzara
Çarş. Ekim 13, 2010 9:26 pm tarafından Deniz
» manzara fotoğrafları
Çarş. Ekim 13, 2010 9:18 pm tarafından Deniz
» Paydos/ C.Sıtkı Tarancı
Salı Ekim 05, 2010 2:49 pm tarafından AMEDEUS
» logo..........
C.tesi Ekim 02, 2010 11:45 pm tarafından ezgi
» ..................
C.tesi Ekim 02, 2010 2:09 pm tarafından DicLe
» Çile
Salı Eyl. 21, 2010 2:01 pm tarafından AMEDEUS
» Görmemişin bebeği olmuş...
Salı Eyl. 21, 2010 12:27 pm tarafından DicLe
» facebooktan video indirme
Salı Eyl. 21, 2010 10:08 am tarafından ezgi
» Taş atan çocuk
Ptsi Eyl. 20, 2010 5:00 pm tarafından DicLe
» BARIŞ
Ptsi Eyl. 20, 2010 4:27 pm tarafından DicLe
» BEKLENTİSİZ....
Ptsi Eyl. 20, 2010 4:24 pm tarafından DicLe
» UZAKTAN ...
Ptsi Eyl. 20, 2010 4:22 pm tarafından DicLe
» CAN YÜCEL'DEN MAL BEYANI
Perş. Eyl. 16, 2010 1:36 pm tarafından yoll
» ARKADAŞLIK
Ptsi Eyl. 13, 2010 11:20 am tarafından ezgi
» ARKADAŞLIK
Ptsi Eyl. 13, 2010 11:15 am tarafından ezgi
» ŞİİR
Ptsi Eyl. 13, 2010 11:08 am tarafından ezgi
» Kamuflaj
C.tesi Eyl. 11, 2010 5:32 pm tarafından AMEDEUS
» UZAK
Çarş. Eyl. 08, 2010 5:05 pm tarafından ezgi
» Yeşillik
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:59 pm tarafından ezgi
» Salam Gibi
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:57 pm tarafından ezgi
» Benlik_Oruç Aruoba
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:56 pm tarafından ezgi
» BİR AYRILIŞ HİKAYESİ
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:54 pm tarafından ezgi
» Pembe Deniz
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:51 pm tarafından ezgi
» HAYAT
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:48 pm tarafından ezgi
» Benim Yazdığım Sen
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:47 pm tarafından ezgi
» Seviyorum Seni
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:46 pm tarafından ezgi
» BERFİN
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:44 pm tarafından ezgi
» Bahar Gelmiş
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:43 pm tarafından ezgi