Giriş yap
En son konular
Arama
Kimler hatta?
Toplam 1 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 1 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 111 kişi C.tesi Tem. 29, 2017 7:00 am tarihinde online oldu.
'İstismar.. Kışkırtma.. İdeolojik'.. 'Provokatörler'.. 'Hainler'...
1 sayfadaki 1 sayfası
'İstismar.. Kışkırtma.. İdeolojik'.. 'Provokatörler'.. 'Hainler'...
Tekel işçileri eylemde. İtfaiye işçileri eylemde. Basında, kamuoyunda adı geçmeyen yüzlerce işçi eylemde. Meydanlarda, "Amerika Defol Bu Vatan Bizim" diye haykırıyor devrimciler. Başbakan Erdoğan direnen işçilerin eylemlerine "istismar, kışkırtma, ideolojik" diye saldırıyor... Burjuva basını, düzen partileri, devletin yetkili ağızları, linç güruhları, Amerika Defol diyen devrimcilere "provokatörler", "hainler" diyerek saldırıyorlar.
CHP'nin Tekel işçilerinin eylemini istismar ettiğini söylüyor Başbakan. Doğrudur, CHP'sinden MHP'sine, DSP'sine, bütün düzen partilerinin politikaları emekçileri istismar etme üzerine kuruludur. Ancak hiç kuşkusuz istismarın ustası da AKP'dir. Dini kullanarak istismar etmeye, yoksullukla terbiye etmeye çalışır AKP. Düzen partilerinin istismarı Tekel işçilerinin haklılığını ortadan kaldırmaz. Başbakan Erdoğan, ******'ın geçmişte de SEKA'yı kapattırmayacağını söylediğini belirterek "****** sen git SEKA parkında dinlen" diyor. Erdoğan, işçi düşmanlığını kusuyor CHP üzerinden. SEKA'yı kapattık, şimdi sıra Tekel'de diyor, SEKA'da onbinlerce işçiyi açlığa, işsizliğe, yoksulluğa mahkum edenler şimdi de binlerce Tekel işçisine aynı şeyi dayatıyor.
AKP'ye göre CHP, MHP istismar ediyor, kendini istismar ettiren ise Tekel işçileri oluyor. Dolayısıyla CHP, MHP işçileri kışkırtmış oluyor. Kışkıran ise Tekel işçileri!
Başbakana göre Tekel işçilerini CHP ve MHP kışkırtıyor; "bu oyuna gelmeyin" diyor. Oyun ne?
Düzen partilerinin kendi iç hesapları, Tekel işçilerini ilgilendirmiyor. Tekel işçileri iş mücadelesi, ekmek mücadelesi, hak mücadelesi, insanca yaşam mücadelesi veriyorlar.
Yani Tekel işçileri oyun oynamıyor.
Evet her eylem, her direniş, her mücadele ya da tersinden her eylemsizlik ideolojiktir. Bir sınıfsal çıkara hizmet eder. Bunun bilincinde olunsun olunmasın böyledir. Başbakan "ideolojiktir" diyerek yine eylemin haklılığına saldırıyor.
Erdoğan'ın ve AKP'nin işçilere düşmanlığı dolaylı olmanın da ötesinde doğrudandır, açık ve nettir. Diyor ki Erdoğan, "yatarak para kazanmak istiyorlar", "haram kazançtır bu", "Tekel zarar ediyor"... Alınteriyle yaşayan, patronlara, devlete servet kazandıran işçilerin "yatarak kazanmaya çalıştıklarını" söylemek, düpedüz demagoji. Düpedüz işçiye, emekçiye düşmanlıktır bu. "Şerefsizlik, başka hiçbir şey demiyorum. Ya ne diyebilirim ki, insan diyecek bir şey bulamıyor. Bu kadar yüzsüzlük, bu kadar terbiyesizlik. İnsanları öldürsün daha iyi, insanları avluya dizsin, sonra bir bomba atsın..." Tekel işçisi, yalana ve düşmanlığa böyle cevap veriyor.
Tekel ve itfaiye işçileri, hakları için direniyorlar.
Devrimciler, meydanlarda, "Amerika Defol Bu Vatan Bizim" diyerek, yoksulluğumuzun, işsizliğimizin, sefaletimizin, açlığımızın sorumlusunu gösteriyorlar. Onurumuza, vatanımıza sahip çıkmanın mücadele etmekten geçtiğini söylüyorlar.
İşçilere "kışkırtmaya geliyorlar", "ideolojik davranıyorlar", "yattığı yerden kazanıyorlar" diyerek yalan ve demagojiyle saldırıyor iktidar. Hakkını arayan emekçiye biber gazlarıyla, tazyikli suyla, joplarla saldırıyor iktidarın polisi. Bir Tekel işçisi yaşadığını kendi ifadesiyle şöyle anlatıyor: "... devletin polisi bize gazla, biber gazıyla, tazyikli suyla yetmediği gibi, havuza atarak, havuzdan çıkardıktan sonra belimize tekme atarak, bizi bu türlü işkencelere maruz bıraktılar."
Amerika Defol Bu Vatan Bizim diye haykıran devrimcilere "provokatörler", "hainler", "teröristler" diyerek saldırıyorlar. Linçlerle, tutuklamalarla sesini boğmaya çalışıyorlar. Meydanları yasaklıyorlar. Jandarması, polisi, faşist güruhu, linçleri, yalanları ile barikat kuruyorlar.
Bunların aynı süreçte yaşanması tesadüf değildir. Direnene, hak arayana karşı bu düşmanlık, bu tahammülsüzlük, linçlerin bir devlet politikası haline getirilmesi, devrimcilerle sınırlı bir durum olmayacaktır. İktidar, halkın en direngen, en örgütlü kesimi olan devrimcileri susturabilirse, işçisi, memuru, öğrencisi, gecekondulusu ile tüm halk kesimlerini de aynı şekilde susturmak, boğmak isteyecektir.
Hak aramaktan, direnmekten vazgeçmeyelim. Demagojilere, biber gazlarına, linç saldırılarına verilecek cevap direnişleri daha da büyütmek ve yaygınlaştırmaktır. "Eve dönüş yok. Böyle şeyi de kabul etmiyoruz. Kesinlikle yok. Ölmek var dönmek yok" diyor direnen Tekel işçisi.
"Edirne'ye gireceğiz, bu vatan bizim" diyor Edirne önünde barikat engeliyle karşılaşan devrimciler.
Direnmekten başka yol yoktur...
CHP'nin Tekel işçilerinin eylemini istismar ettiğini söylüyor Başbakan. Doğrudur, CHP'sinden MHP'sine, DSP'sine, bütün düzen partilerinin politikaları emekçileri istismar etme üzerine kuruludur. Ancak hiç kuşkusuz istismarın ustası da AKP'dir. Dini kullanarak istismar etmeye, yoksullukla terbiye etmeye çalışır AKP. Düzen partilerinin istismarı Tekel işçilerinin haklılığını ortadan kaldırmaz. Başbakan Erdoğan, ******'ın geçmişte de SEKA'yı kapattırmayacağını söylediğini belirterek "****** sen git SEKA parkında dinlen" diyor. Erdoğan, işçi düşmanlığını kusuyor CHP üzerinden. SEKA'yı kapattık, şimdi sıra Tekel'de diyor, SEKA'da onbinlerce işçiyi açlığa, işsizliğe, yoksulluğa mahkum edenler şimdi de binlerce Tekel işçisine aynı şeyi dayatıyor.
AKP'ye göre CHP, MHP istismar ediyor, kendini istismar ettiren ise Tekel işçileri oluyor. Dolayısıyla CHP, MHP işçileri kışkırtmış oluyor. Kışkıran ise Tekel işçileri!
Başbakana göre Tekel işçilerini CHP ve MHP kışkırtıyor; "bu oyuna gelmeyin" diyor. Oyun ne?
Düzen partilerinin kendi iç hesapları, Tekel işçilerini ilgilendirmiyor. Tekel işçileri iş mücadelesi, ekmek mücadelesi, hak mücadelesi, insanca yaşam mücadelesi veriyorlar.
Yani Tekel işçileri oyun oynamıyor.
Evet her eylem, her direniş, her mücadele ya da tersinden her eylemsizlik ideolojiktir. Bir sınıfsal çıkara hizmet eder. Bunun bilincinde olunsun olunmasın böyledir. Başbakan "ideolojiktir" diyerek yine eylemin haklılığına saldırıyor.
Erdoğan'ın ve AKP'nin işçilere düşmanlığı dolaylı olmanın da ötesinde doğrudandır, açık ve nettir. Diyor ki Erdoğan, "yatarak para kazanmak istiyorlar", "haram kazançtır bu", "Tekel zarar ediyor"... Alınteriyle yaşayan, patronlara, devlete servet kazandıran işçilerin "yatarak kazanmaya çalıştıklarını" söylemek, düpedüz demagoji. Düpedüz işçiye, emekçiye düşmanlıktır bu. "Şerefsizlik, başka hiçbir şey demiyorum. Ya ne diyebilirim ki, insan diyecek bir şey bulamıyor. Bu kadar yüzsüzlük, bu kadar terbiyesizlik. İnsanları öldürsün daha iyi, insanları avluya dizsin, sonra bir bomba atsın..." Tekel işçisi, yalana ve düşmanlığa böyle cevap veriyor.
Tekel ve itfaiye işçileri, hakları için direniyorlar.
Devrimciler, meydanlarda, "Amerika Defol Bu Vatan Bizim" diyerek, yoksulluğumuzun, işsizliğimizin, sefaletimizin, açlığımızın sorumlusunu gösteriyorlar. Onurumuza, vatanımıza sahip çıkmanın mücadele etmekten geçtiğini söylüyorlar.
İşçilere "kışkırtmaya geliyorlar", "ideolojik davranıyorlar", "yattığı yerden kazanıyorlar" diyerek yalan ve demagojiyle saldırıyor iktidar. Hakkını arayan emekçiye biber gazlarıyla, tazyikli suyla, joplarla saldırıyor iktidarın polisi. Bir Tekel işçisi yaşadığını kendi ifadesiyle şöyle anlatıyor: "... devletin polisi bize gazla, biber gazıyla, tazyikli suyla yetmediği gibi, havuza atarak, havuzdan çıkardıktan sonra belimize tekme atarak, bizi bu türlü işkencelere maruz bıraktılar."
Amerika Defol Bu Vatan Bizim diye haykıran devrimcilere "provokatörler", "hainler", "teröristler" diyerek saldırıyorlar. Linçlerle, tutuklamalarla sesini boğmaya çalışıyorlar. Meydanları yasaklıyorlar. Jandarması, polisi, faşist güruhu, linçleri, yalanları ile barikat kuruyorlar.
Bunların aynı süreçte yaşanması tesadüf değildir. Direnene, hak arayana karşı bu düşmanlık, bu tahammülsüzlük, linçlerin bir devlet politikası haline getirilmesi, devrimcilerle sınırlı bir durum olmayacaktır. İktidar, halkın en direngen, en örgütlü kesimi olan devrimcileri susturabilirse, işçisi, memuru, öğrencisi, gecekondulusu ile tüm halk kesimlerini de aynı şekilde susturmak, boğmak isteyecektir.
Hak aramaktan, direnmekten vazgeçmeyelim. Demagojilere, biber gazlarına, linç saldırılarına verilecek cevap direnişleri daha da büyütmek ve yaygınlaştırmaktır. "Eve dönüş yok. Böyle şeyi de kabul etmiyoruz. Kesinlikle yok. Ölmek var dönmek yok" diyor direnen Tekel işçisi.
"Edirne'ye gireceğiz, bu vatan bizim" diyor Edirne önünde barikat engeliyle karşılaşan devrimciler.
Direnmekten başka yol yoktur...
Misafir- Misafir
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Çarş. Ekim 20, 2010 10:05 pm tarafından AMEDEUS
» .........
Perş. Ekim 14, 2010 3:56 pm tarafından AMEDEUS
» manzara
Çarş. Ekim 13, 2010 9:26 pm tarafından Deniz
» manzara fotoğrafları
Çarş. Ekim 13, 2010 9:18 pm tarafından Deniz
» Paydos/ C.Sıtkı Tarancı
Salı Ekim 05, 2010 2:49 pm tarafından AMEDEUS
» logo..........
C.tesi Ekim 02, 2010 11:45 pm tarafından ezgi
» ..................
C.tesi Ekim 02, 2010 2:09 pm tarafından DicLe
» Çile
Salı Eyl. 21, 2010 2:01 pm tarafından AMEDEUS
» Görmemişin bebeği olmuş...
Salı Eyl. 21, 2010 12:27 pm tarafından DicLe
» facebooktan video indirme
Salı Eyl. 21, 2010 10:08 am tarafından ezgi
» Taş atan çocuk
Ptsi Eyl. 20, 2010 5:00 pm tarafından DicLe
» BARIŞ
Ptsi Eyl. 20, 2010 4:27 pm tarafından DicLe
» BEKLENTİSİZ....
Ptsi Eyl. 20, 2010 4:24 pm tarafından DicLe
» UZAKTAN ...
Ptsi Eyl. 20, 2010 4:22 pm tarafından DicLe
» CAN YÜCEL'DEN MAL BEYANI
Perş. Eyl. 16, 2010 1:36 pm tarafından yoll
» ARKADAŞLIK
Ptsi Eyl. 13, 2010 11:20 am tarafından ezgi
» ARKADAŞLIK
Ptsi Eyl. 13, 2010 11:15 am tarafından ezgi
» ŞİİR
Ptsi Eyl. 13, 2010 11:08 am tarafından ezgi
» Kamuflaj
C.tesi Eyl. 11, 2010 5:32 pm tarafından AMEDEUS
» UZAK
Çarş. Eyl. 08, 2010 5:05 pm tarafından ezgi
» Yeşillik
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:59 pm tarafından ezgi
» Salam Gibi
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:57 pm tarafından ezgi
» Benlik_Oruç Aruoba
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:56 pm tarafından ezgi
» BİR AYRILIŞ HİKAYESİ
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:54 pm tarafından ezgi
» Pembe Deniz
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:51 pm tarafından ezgi
» HAYAT
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:48 pm tarafından ezgi
» Benim Yazdığım Sen
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:47 pm tarafından ezgi
» Seviyorum Seni
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:46 pm tarafından ezgi
» BERFİN
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:44 pm tarafından ezgi
» Bahar Gelmiş
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:43 pm tarafından ezgi