Giriş yap
En son konular
Arama
Kimler hatta?
Toplam 2 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 2 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 111 kişi C.tesi Tem. 29, 2017 7:00 am tarihinde online oldu.
Cumartesi Annelerinden Açıklama
1 sayfadaki 1 sayfası
Cumartesi Annelerinden Açıklama
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Cumartesi anneleri, bugün yine Galatasaray Meydanı'ndaydı. Bu hafta 1992 yılında İstanbul'da gözaltına alınarak kaybedilen Hüsamettin Yaman ve Mehmet Soner Gül'ün dosyası açıklandı. Dosyada tanık bir isim göze çarpıyor. Reşat Altay.
Cumartesi anneleri, 267. kez Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. Kayıp yakınları, anneler gününde sadece ziyaret edebilecekleri bir mezar isterken, bu hafta açıklanan kayıp dosyasında dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Reşat Altay dikkat çekiyor. Altay, Hrant Dink öldürüldüğünde Trabzon Emniyet Müdürü idi. İsmi daha pek çok olayda geçiyor.
Altay: Alırsak köprü altına bırakırız
Bu hafta açıklanan dosya, 1992 yılında İstanbul'da gözaltına alınarak kaybedilen Hüsamettin Yaman ve Mehmet Soner Gül'ün.
Yaman ve Soner Gül, 5 Mayıs 1992 tarihinde sokaktan gözaltına alındı. Ancak kendilerinden bir daha haber alınamadı. Yaman'ın ağabeyi Feyyaz Yaman, kişisel ilişkileri üzerinden araştırma yaparak kardeşi ve Mehmet Soner Gül'ün Bayrampaşa Karakolu'nda olabileceğini öğrendi. Ancak Feyyaz Yaman, karakola sorduğunda "gözaltında alınmış olsa bile şubeye götürülmüş olabilir" yanıtını aldı. Feyyaz Yaman, karakollara, konsolosluklara, başvuru yaptı ancak sonuç alamadı.
Yaman, dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Reşat Altay'dan ise "Şimdi gidin İnsan Hakları Derneği'ne başvurun. Alırsak köprünün altına bırakırız siz de gider alırsınız" yanıtını aldı. Kaybedenlerin yargılanması talebiyle açılan dava ise "doğuya gitmiştir" denilerek düşürüldü.
Bugünkü kayıplar eylemine katılan Hüsamettin Yaman'ın ailesi, oğullarının kaybedilmesinden Reşat Altay'ı sorumlu tutuyor. Altay'ın ismi Hrant Dink cinayeti, 16 Mart Katliamı, Susurluk ve Çiftehavuzlar operasyonu ile de anılıyor.
Altay ilk olarak 16 Mart Katliamı'nda gündeme gelmişti
Reşat Altay, ilk olarak İstanbul Üniversitesi önünde gerçekleşen 16 Mart Katliamı'yla gündeme gelmişti. İstanbul Üniversitesi'nde 16 Mart 1978'de öğrencilerin üzerine bomba atılması ve öğrencilerin silahlarla taranması sonucu 7 öğrenci yaşamını yitirdi, 41 öğrenci yaralandı. Öğrencilerin katillerini yakalamak için peşlerine düşen polislere ise "geri dön" emri verildi. Bu emri veren Reşat Altay'dı. Polis memuru Yahya Gergin, 1978'de Sıkıyönetim Mahkemesi'ne verdiği ifadede, "...Arkamızdan birisi 'Gitmeyin, geri gelin' diye bağırdı. Döndüğümde arkamdan bağıranın kim olduğunu sordum; Komiser Muavini Reşat Altay olduğunu söylediler. Altay, Kumkapı Birliği'nin başındaydı..." demişti. Katliamda kullanılan TNT bomba kalıplarını ise Abdullah Çatlı'nın temin ettiği belirtilmişti.
Susurluk'ta da Altay
Abdullah Çatlı'nın, Altay'la sık sık görüştüğü yazıldı. Kırmızı bültenle aranan Abdullah Çatlı'nın, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nin müdürüyle 5 kez telefonla görüşme yaptığı tespit edildi. Ancak Reşat Altay'ın Susurluk olayıyla ilişkili olup olmadığı hiçbirzaman araştırılmadı. Reşat Altay, Mehmet Ağar'a da çok yakın bir isim.
Çiftehavuzlar'da da Altay'ın adı geçiyor
Reşat Altay'ın ismi, 16-17 Nisan 1992'deki Çiftehavuzlar katliamında da geçiyor. Dev-Sol militanları Sabahat Karataş, Taşkın Usta ve Eda Yüksel, başında Reşat Altay'ın bulunduğu polis ekibi tarafından Çiftehavuzlar'daki bir evde öldürüldü. Aynı katliamda, daha sonra Susurluk'ta da ortaya çıkacak olan İbrahim Şahin ve Ayhan Çarkın da yer aldı.
Reşat Altay'ın karıştığı bir başka olay ise şöyle:
27 Kasım 1996 tarihinde Gebze Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nce şüphe üzerine durdurularak aranan bir otomobilde Abdurrahman Kayıkçı ile sahte kimlik taşıyan Faysal Esen isimli iki kişi ve bu şahıslara ait 1 adet telsiz, 1 adet 7.65 çapında Unique marka tabanca, tabancaya ait 9 adet mermi, 1 adet kelepçe bulunur. Faili meçhul cinayetlerin odak noktasında telsiz, tabanca ve kelepçe ile yakalanan bu iki kişi, PKK itirafçısıdır. İtirafçı katiller polislere, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'nda görevli Hanifi Avcı ve İstanbul Emniyet Müdür Muavini Reşat Altay'a bağlı görev yaptıklarını bildirirler. Polisler, bu beyanın doğruluğunu teyit ettikten sonra itirafçıları malzemeleri ile birlikte serbest bırakır.
Hrant Dink cinayeti
Reşat Altay, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne, ardından Tokat, Antep, Bursa, Kırklareli ve son olarak da 16 Mayıs 2006'da Trabzon Emniyet Müdürlüğü'ne atandı.
Altay'ın Trabzon'a atanmasıyla linç ve çeteleşme olayları arttı, Rahip Santora öldürüldü, Hrant Dink'in katili buradan çıktı. Hrant Dink katliamının tetikçisi Ogün Samast yakalandıktan sonra, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü olan Altay, merkeze alındı. 3 yılı aşkın süredir devam eden davada, katliam hala aydınlatılmadı. Davanın bir sonraki duruşması 10 Mayıs pazartesi günü görülecek.
Ağabey Yaman: Sorumlular yargılansın
Eylemde bir konuşma yapan Hüsamettin Yaman'ın ağabeyi Feyyaz Yaman, kardeşinin, arkadaşı Mehmet Soner Gül ile birlikte sokak ortasından gözaltına alınarak kaybedildiğini söyledi. Yaman, gözaltında kaybetme politikasının topluma korku vermek amacıyla yapıldığını belirterek, kardeşinin kaybedilmesinden sorumlu olanların yargılanmasını talep etti.
Hediye olarak ziyaret edecek bir mezar istiyorlar
Kayıp yakınları adına açıklama yapan Maside Ocak ise Hüsamettin Yaman ve Mehmet Soner Gül'ün kaybedildiğinde Süleyman Demirel'in başbakan, Tansu Çiller'in başbakan yardımcısı, adı Hrant Dink cinayeti ile de gündeme gelen Reşat Altay'ın İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü olduğunu belirtti.
Hiçbir yargı kurumunun kaybedenleri ve onlara bu görevi verenleri soruşturmadığını ve yargılamadığını kaydeden Ocak, Yaman ve Soner Gül'ün kaybedilmesinden sorumlu olan dönemin yöneticilerinin yargılanmasını ve cezalandırılmasını istedi.
Maside Ocak, yarın Anneler Günü olduğunu da hatırlatarak, "Hüsamettin Yaman'ın annesi Saffet Yaman, 18 yıldır 'oğlum bir gün dönecek' diye bekliyor" dedi. "Yarın herkes annesi için bir hediye alacak" diyen Maside Ocak, kayıp annelerinin 15 yıldır Galatasaray Meydanı'nda çocuklarının bulunması için oturma eylemi yaptığını söyledi: "Onlar hediye değil sadece ziyaret edebilecekleri bir mezar istiyor.Bu hediyeyi onlara çok görmeyin" dedi.
Cumartesi anneleri, bugün yine Galatasaray Meydanı'ndaydı. Bu hafta 1992 yılında İstanbul'da gözaltına alınarak kaybedilen Hüsamettin Yaman ve Mehmet Soner Gül'ün dosyası açıklandı. Dosyada tanık bir isim göze çarpıyor. Reşat Altay.
Cumartesi anneleri, 267. kez Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. Kayıp yakınları, anneler gününde sadece ziyaret edebilecekleri bir mezar isterken, bu hafta açıklanan kayıp dosyasında dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Reşat Altay dikkat çekiyor. Altay, Hrant Dink öldürüldüğünde Trabzon Emniyet Müdürü idi. İsmi daha pek çok olayda geçiyor.
Altay: Alırsak köprü altına bırakırız
Bu hafta açıklanan dosya, 1992 yılında İstanbul'da gözaltına alınarak kaybedilen Hüsamettin Yaman ve Mehmet Soner Gül'ün.
Yaman ve Soner Gül, 5 Mayıs 1992 tarihinde sokaktan gözaltına alındı. Ancak kendilerinden bir daha haber alınamadı. Yaman'ın ağabeyi Feyyaz Yaman, kişisel ilişkileri üzerinden araştırma yaparak kardeşi ve Mehmet Soner Gül'ün Bayrampaşa Karakolu'nda olabileceğini öğrendi. Ancak Feyyaz Yaman, karakola sorduğunda "gözaltında alınmış olsa bile şubeye götürülmüş olabilir" yanıtını aldı. Feyyaz Yaman, karakollara, konsolosluklara, başvuru yaptı ancak sonuç alamadı.
Yaman, dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Reşat Altay'dan ise "Şimdi gidin İnsan Hakları Derneği'ne başvurun. Alırsak köprünün altına bırakırız siz de gider alırsınız" yanıtını aldı. Kaybedenlerin yargılanması talebiyle açılan dava ise "doğuya gitmiştir" denilerek düşürüldü.
Bugünkü kayıplar eylemine katılan Hüsamettin Yaman'ın ailesi, oğullarının kaybedilmesinden Reşat Altay'ı sorumlu tutuyor. Altay'ın ismi Hrant Dink cinayeti, 16 Mart Katliamı, Susurluk ve Çiftehavuzlar operasyonu ile de anılıyor.
Altay ilk olarak 16 Mart Katliamı'nda gündeme gelmişti
Reşat Altay, ilk olarak İstanbul Üniversitesi önünde gerçekleşen 16 Mart Katliamı'yla gündeme gelmişti. İstanbul Üniversitesi'nde 16 Mart 1978'de öğrencilerin üzerine bomba atılması ve öğrencilerin silahlarla taranması sonucu 7 öğrenci yaşamını yitirdi, 41 öğrenci yaralandı. Öğrencilerin katillerini yakalamak için peşlerine düşen polislere ise "geri dön" emri verildi. Bu emri veren Reşat Altay'dı. Polis memuru Yahya Gergin, 1978'de Sıkıyönetim Mahkemesi'ne verdiği ifadede, "...Arkamızdan birisi 'Gitmeyin, geri gelin' diye bağırdı. Döndüğümde arkamdan bağıranın kim olduğunu sordum; Komiser Muavini Reşat Altay olduğunu söylediler. Altay, Kumkapı Birliği'nin başındaydı..." demişti. Katliamda kullanılan TNT bomba kalıplarını ise Abdullah Çatlı'nın temin ettiği belirtilmişti.
Susurluk'ta da Altay
Abdullah Çatlı'nın, Altay'la sık sık görüştüğü yazıldı. Kırmızı bültenle aranan Abdullah Çatlı'nın, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nin müdürüyle 5 kez telefonla görüşme yaptığı tespit edildi. Ancak Reşat Altay'ın Susurluk olayıyla ilişkili olup olmadığı hiçbirzaman araştırılmadı. Reşat Altay, Mehmet Ağar'a da çok yakın bir isim.
Çiftehavuzlar'da da Altay'ın adı geçiyor
Reşat Altay'ın ismi, 16-17 Nisan 1992'deki Çiftehavuzlar katliamında da geçiyor. Dev-Sol militanları Sabahat Karataş, Taşkın Usta ve Eda Yüksel, başında Reşat Altay'ın bulunduğu polis ekibi tarafından Çiftehavuzlar'daki bir evde öldürüldü. Aynı katliamda, daha sonra Susurluk'ta da ortaya çıkacak olan İbrahim Şahin ve Ayhan Çarkın da yer aldı.
Reşat Altay'ın karıştığı bir başka olay ise şöyle:
27 Kasım 1996 tarihinde Gebze Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nce şüphe üzerine durdurularak aranan bir otomobilde Abdurrahman Kayıkçı ile sahte kimlik taşıyan Faysal Esen isimli iki kişi ve bu şahıslara ait 1 adet telsiz, 1 adet 7.65 çapında Unique marka tabanca, tabancaya ait 9 adet mermi, 1 adet kelepçe bulunur. Faili meçhul cinayetlerin odak noktasında telsiz, tabanca ve kelepçe ile yakalanan bu iki kişi, PKK itirafçısıdır. İtirafçı katiller polislere, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'nda görevli Hanifi Avcı ve İstanbul Emniyet Müdür Muavini Reşat Altay'a bağlı görev yaptıklarını bildirirler. Polisler, bu beyanın doğruluğunu teyit ettikten sonra itirafçıları malzemeleri ile birlikte serbest bırakır.
Hrant Dink cinayeti
Reşat Altay, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne, ardından Tokat, Antep, Bursa, Kırklareli ve son olarak da 16 Mayıs 2006'da Trabzon Emniyet Müdürlüğü'ne atandı.
Altay'ın Trabzon'a atanmasıyla linç ve çeteleşme olayları arttı, Rahip Santora öldürüldü, Hrant Dink'in katili buradan çıktı. Hrant Dink katliamının tetikçisi Ogün Samast yakalandıktan sonra, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü olan Altay, merkeze alındı. 3 yılı aşkın süredir devam eden davada, katliam hala aydınlatılmadı. Davanın bir sonraki duruşması 10 Mayıs pazartesi günü görülecek.
Ağabey Yaman: Sorumlular yargılansın
Eylemde bir konuşma yapan Hüsamettin Yaman'ın ağabeyi Feyyaz Yaman, kardeşinin, arkadaşı Mehmet Soner Gül ile birlikte sokak ortasından gözaltına alınarak kaybedildiğini söyledi. Yaman, gözaltında kaybetme politikasının topluma korku vermek amacıyla yapıldığını belirterek, kardeşinin kaybedilmesinden sorumlu olanların yargılanmasını talep etti.
Hediye olarak ziyaret edecek bir mezar istiyorlar
Kayıp yakınları adına açıklama yapan Maside Ocak ise Hüsamettin Yaman ve Mehmet Soner Gül'ün kaybedildiğinde Süleyman Demirel'in başbakan, Tansu Çiller'in başbakan yardımcısı, adı Hrant Dink cinayeti ile de gündeme gelen Reşat Altay'ın İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü olduğunu belirtti.
Hiçbir yargı kurumunun kaybedenleri ve onlara bu görevi verenleri soruşturmadığını ve yargılamadığını kaydeden Ocak, Yaman ve Soner Gül'ün kaybedilmesinden sorumlu olan dönemin yöneticilerinin yargılanmasını ve cezalandırılmasını istedi.
Maside Ocak, yarın Anneler Günü olduğunu da hatırlatarak, "Hüsamettin Yaman'ın annesi Saffet Yaman, 18 yıldır 'oğlum bir gün dönecek' diye bekliyor" dedi. "Yarın herkes annesi için bir hediye alacak" diyen Maside Ocak, kayıp annelerinin 15 yıldır Galatasaray Meydanı'nda çocuklarının bulunması için oturma eylemi yaptığını söyledi: "Onlar hediye değil sadece ziyaret edebilecekleri bir mezar istiyor.Bu hediyeyi onlara çok görmeyin" dedi.
AMEDEUS- doçent
- Mesaj Sayısı : 232
Kayıt tarihi : 08/01/10
Yaş : 43
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Çarş. Ekim 20, 2010 10:05 pm tarafından AMEDEUS
» .........
Perş. Ekim 14, 2010 3:56 pm tarafından AMEDEUS
» manzara
Çarş. Ekim 13, 2010 9:26 pm tarafından Deniz
» manzara fotoğrafları
Çarş. Ekim 13, 2010 9:18 pm tarafından Deniz
» Paydos/ C.Sıtkı Tarancı
Salı Ekim 05, 2010 2:49 pm tarafından AMEDEUS
» logo..........
C.tesi Ekim 02, 2010 11:45 pm tarafından ezgi
» ..................
C.tesi Ekim 02, 2010 2:09 pm tarafından DicLe
» Çile
Salı Eyl. 21, 2010 2:01 pm tarafından AMEDEUS
» Görmemişin bebeği olmuş...
Salı Eyl. 21, 2010 12:27 pm tarafından DicLe
» facebooktan video indirme
Salı Eyl. 21, 2010 10:08 am tarafından ezgi
» Taş atan çocuk
Ptsi Eyl. 20, 2010 5:00 pm tarafından DicLe
» BARIŞ
Ptsi Eyl. 20, 2010 4:27 pm tarafından DicLe
» BEKLENTİSİZ....
Ptsi Eyl. 20, 2010 4:24 pm tarafından DicLe
» UZAKTAN ...
Ptsi Eyl. 20, 2010 4:22 pm tarafından DicLe
» CAN YÜCEL'DEN MAL BEYANI
Perş. Eyl. 16, 2010 1:36 pm tarafından yoll
» ARKADAŞLIK
Ptsi Eyl. 13, 2010 11:20 am tarafından ezgi
» ARKADAŞLIK
Ptsi Eyl. 13, 2010 11:15 am tarafından ezgi
» ŞİİR
Ptsi Eyl. 13, 2010 11:08 am tarafından ezgi
» Kamuflaj
C.tesi Eyl. 11, 2010 5:32 pm tarafından AMEDEUS
» UZAK
Çarş. Eyl. 08, 2010 5:05 pm tarafından ezgi
» Yeşillik
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:59 pm tarafından ezgi
» Salam Gibi
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:57 pm tarafından ezgi
» Benlik_Oruç Aruoba
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:56 pm tarafından ezgi
» BİR AYRILIŞ HİKAYESİ
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:54 pm tarafından ezgi
» Pembe Deniz
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:51 pm tarafından ezgi
» HAYAT
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:48 pm tarafından ezgi
» Benim Yazdığım Sen
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:47 pm tarafından ezgi
» Seviyorum Seni
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:46 pm tarafından ezgi
» BERFİN
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:44 pm tarafından ezgi
» Bahar Gelmiş
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:43 pm tarafından ezgi