POLİS ÖLDÜRÜYOR!!!

[yoll]

Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nda üç yıl önce yapılan değişiklikle 'vur yetkisi' alan polis durmadan vuruyor. Üç yılda 255 kişi öldürüldü

ÜÇ YILDA 255 ÖLÜM

Türkiye Hakkari ve Kuşadası'ndaki polis şiddetini konuşurken, PVSK'de yapılan değişiklikle birlikte hak ihlallerindeki artışın katlandığı belirlendi. Türkiye İnsan Hakları Vakfı'na (TİHV) göre, son 3 yılda 50 faili meçhul cinayet, 109 yargısız infaz, 96 gözaltında ve cezaevinde ölüm olayı yaşandı.

ARTIK HERKES HEDEF

'PSVK ölümleri arttırdı' diyen TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı, toplumda artık herkesin polisin hedefi haline geldiğine işaret etti. 'Cezasızlık' olgusunun ihlallerin sürmesinde büyük bir etken olduğunu belirten Fincancı, hükümete 'güvenliğe dayalı yönetim anlayışından vazgeç' çağrısı yaptı.

'Durumu daha ağır olanlar var'

Hakkari'de polisin kameralar önünde darp ederek yerde sürüklediği 14 yaşındaki Hatip Kurt, Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nde bulunan babası Hakkari eski Belediye Başkanı Kazım Kurt'u ziyaret etti. Kurt, 'Sadece ben basına yansıdım. Başkaları daha ağır durumdaydı' dedi.

PVSK yargısız öldürüyor!

Son dönemlerde artan polis şiddeti ve sokak ortasındaki 'yargısız infazlar' yeniden dikkatleri Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'na (PVSK) çevirdi. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Dökümantasyon Merkezi verilerine göre, 14 Haziran 2007'de PVSK'de yapılan değişikliklerden sonra yaşam hakkı ihlallerinde büyük bir artış yaşandı. Verilere göre, PSVK'de değişiklik yapılmadan önceki tarih olan 2007'de faili meçhul cinayet sayısı 2 iken, değişiklikten sonraki 2008'de bu sayı 30, 2009'da ise 18 oldu. Yine yasa değişikliği yapılmadan önce 'yargısız infaz / dur ihtarı / rastgele ateş açma' sonucunda 2007'de 24 kişi öldürülürken, bu sayı 2008'de 37'ye 2009'da da 48'e çıktı. Gözaltında ya da cezaevinde ölüm vakaları da 2007'de 10 iken; 2008 yılında 39'u cezaevinde 8'i de gözaltında olmak üzere toplam 47'ye, 2009'da da 33'ü cezaevinde, 6'sı gözaltında olmak üzere toplam 39'a çıktı. Böylece PSVK'deki değişiklikle birlikte son 3 yılda 50 faili meçhul cinayet, 109 yargısız infaz, 96 gözaltı ve cezaevinde ölüm olayı gerçekleşti.

'ARTIK HERKES HEDEF'

yaşam hakkı ihlallerinin de PSVK değişiklikleriyle birlikte artış gösterdiğine dikkat çeken TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı, 'Bu ülkede yaşayan her meslekten, her yaştan, her cinsten herkes kolluk kuvvetlerinin şiddetinin potansiyel hedefi durumundadır. Türkiye'de yaşam hakkı ihlalleri, kişilerin 'dur' ihtarına uymadığı gerekçesiyle öldürülmesinden, gözaltında ve cezaevinde 'intiharlara' ya da şüpheli bir şekilde ölümlere kadar çok geniş bir spektrumda gerçekleşmektedir' dedi.

CEBER VE KILINÇ ÖRNEĞİ

13 Nisan'da Kuşadası'nda sivil bir polis memurunun yere yatırarak etkisiz hale getirdiği Umut Tamaç (27) adlı kişiye ateş etmesi olayını hatırlatan Fincancı, 10 Kasım 2009'da İstanbul Avcılar'da infaz edildiği iddia edilen Alaattin Karadağ, Metris Cezaevi'nde işkenceyle öldürülen Engin Ceber ve Son olarak geçtiğimiz hafta İzmir Kırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi'nde işkenceyle öldürüldüğü iddia edilen Mehmet Kılınç örneklerine dikkat çekti.

HÜKÜMETE ÇAĞRI

'Güvenliğe dayalı yönetim anlayışı'nda köklü bir değişim olmadığı için ihlallerin devam ettiğini söyleyen Fincancı, hükümete şu çağrıyı yaptı: 'Özellikle de ihlallerin devam etmesinde en temel etken 'cezasızlık' olgusudur. Gündelik hayatın içerisinde açık alanda, kimlik kontrollerinde, gözaltı merkezlerinde ve cezaevlerinde hala son dönemde daha da yoğunlaşarak ölümlü şiddet vakalarının yaşanması utanç verici durumdur. Bu utançtan kurtulmak başta siyasal iktidar olmak üzere tüm toplumun sorumluluğudur. Yasalarda yapılacak değişikliklerle birlikte zihniyet ve anlayışları da dönüştürecek her türlü önlem alınmalıdır.'

Başkasının başına gelmesin

Hakkari'de polisin kameralar önünde darp ederek yerde sürüklediği 14 yaşındaki Hatip Kurt, Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan babası Hakkari Eski Belediye Başkanı Kazım Kurt'u ziyaret etti. Kurt, babasının önceki akşam cezaevinden evi aradığını ve sağlık durumunu merak ettiği için kendisini görüşe çağırdığını söyledi. Babasının kendisine sarıldığını ve çok üzgün olduğunu belirten Kurt, 'Benim başıma geldi, ama hiç kimsenin başına gelmesini istemiyorum' dedi. 'Benden daha kötü durumda olanlar da vardı' diyen Kurt, 'Sadece ben basına yansıdım. Başkaları daha çok ağır durumdaydı. Kurt'un yüzünde halen darp izleri ve şişlikler gözlemlenirken, Kurt'un yürümekte zorlandığı görüldü.

ANKARA /DİYARBAKIR