Eşekler ve CHP

[yoll]

Kendine uygun olmayan bir işi üzerine alan kişiler için söylenen bir atasözü vardır Kürtçe’de: “Eger bar neçite ber kerî, ker diçite ber barî”.

Yeni Özgür Politika Gazetesi, 'Ufuktan' isimli başyazısında; CHP'ye sol tanımını koyanları, AKP'nin 'kurtarıcı' olduğunu iddia edenleri eleştirdi...

Gazetenin "Eşekler ve CHP" başlıklı yazısı, şöyle:

"Kendine uygun olmayan bir işi üzerine alan kişiler için söylenen bir atasözü vardır Kürtçe’de: “Eger bar neçite ber kerî, ker diçite ber barî”. Türkçe’ye birebir tercümesi tam anlamını vermiyor. Ama bize yine de Kürtçe bilmeyen okuyucularımız için bir not düşelim: Yük eşeğe gitmiyorsa (çekeceği kadar değilse) eşek yükün altına girer.

Tabii eşek eşektir. Ne kadar eşek olup olmadığını bilemez.

Ona yükü vuran insan bilir eşeğin ne kadar yük kaldırıp kaldıramayacağını.

İnsanı eşekten ayıran temel nokta kendisinin ne kadar eşek olup olmadığını aşağı yukarı tahmin edebilmesidir.

Yani eşeğin kaldırabileceği yükü, kendi kaldırabileceği yükü, alabileceği rolü ne kadar yerine getirip getiremeyeceğini az çok tasavvur edebilmesidir.

Hani “eşeklik yaptın” derler ya buna denktir işte.

Bir de bunun dışında günümüzde CHP’ye halen sol parti diyen eşekler var.

Bir de AKP’ye “Kürtleri kurtaracak, Kürt sorunu çözecek” diyenler var onları herhangi bir yaşam formuna benzetmek zor.

Mehmet Metiner’e benzetilebilirler aslında ama bu da biraz ağır kaçar.

Politik terminolojide “sol” daha eşitlikçi bir toplum için sosyal değişime destek veren politikaları tanımlamak için kullanılır.

Fransız Devrimi sonrasında Jakoben ve Montagnard’ın genelde Meclis başkanının solunda oturmaları gibi bir alışkanlığa sahip olmaları sol dediğimiz tanımlamayı ortaya çıkardı.

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal’in kurduğu CHP de kendini çok partili sisteme geçişin ardından böyle tanımlayageldi.

Türkiye’nin bugün değişime ihtiyacı var.

ABD Başkanı Obama’nın ABD egemenlikli politikalarını yaldızlanmış bir şekilde sunmaya dayanan “We want change” yalanıyla cilalanmış bir değişim değil, gerçek bir değişime ihtiyacı var.

Türkiye toplumundaki eşitsizliklerin en can alıcı olanı Kürtlere karşı Cumhuriyetin kurulmasının ardından yoğunlaştırılan politikalardan kaynaklı eşitsizliklerdir.

Kürtler bugün tüm göstergelerde Türkiye içerisinde geri bırakılmış, adeta ölüme mahkum edilmiş bir halktır.

Günümüz Türkiye’sinde kendini Kürtlerle dayanışma halinde olarak ifade etmeyen hiçbir örgütlenme sol falan olamaz.

Sol klasik egemenliği savunanların etiketi olamaz.

Kendini Ergenekoncuların avukatı olarak yazdıranların hiç olamaz.

CHP bugün bu yüzden Kürdistan’dan tamamen silinmiştir.

Klasik inkar politikalarını savunan her hareket önce burada silinir sonra tüm Türkiye siyaset sahnesinden.

Kürt ayağını oluşturmayan, Kürt ayağını sağlamlaştırmayan hareketler bu akıbete uğramaktan kurtulamazlar.

Tersi durumdaki tehlike daha az yakıcı olsa da Kürt legal siyaseti için de geçerlidir.

Türkiye soluyla, demokrat çevrelerle buluşmak, ortaklaşmak çok büyük önem taşımaktadır.

Bugün KCK önderi Abdullah Öcalan’ın sürekli olarak bir çatı partisi örgütlenmesine gidilmesi önerisi üzerinde durmasının altındaki temel gerçeklik de budur.

Türkiye soluyla nitelikli bir buluşma Türkiye’deki değişim ihtiyacının geniş kitleler tarafından benimsenmesinin anahtarıdır.

Ülkenin çehresini değiştirecek gerçek bir sol böyle ortaya çıkar, çıkacaktır ve çıkmalıdır da."